Peygamberimizin Dilinden Hikmetli Öyküler

SEVGİLİ Peygamberimiz (asm), sahabileri ile, uzun uzun sohbetler eder, Vahiy Meleğinin getirdiği yeni ayetleri okur, öğretir ve açıklardı. Sahabiler türlü türlü sorular sorar; cevap verenlerin en hayırlısı olan Peygamberimiz (asm) onların hem aklını, hem de kalbini tatmin eden cevaplar verirdi. Bazen Allahın yasak ettiği şeylerden kaçınmaları için onları şiddetle ikaz ederdi… Bazen de, Allahın emirlerini seve seve yerine getirmenin büyük mükâfatlarından; Cennet bahçelerinden, Kevser pınarlarından bahsederdi… Bütün bu sohbetler sırasında Peygamberimiz (asm), kendisini dinleyenlerin sıkılmamalarına, ciddi konuları uzun süre dinlemekten akıl ve kalplerinin yorulmamasına çok dikkat ederdi. Zaman zaman sohbetine ara verir, eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli ve hikmetli öyküler anlatırdı. Biz bu kitapta, hadis kaynaklarında özel bir yeri olan bu hikmetli öyküleri derledik… Ve size, bitirmeden elinizden bırakamayacağınız bir kitap daha hazırladık…

içindekiler

Uç adamın öyküsü……………………………………..11

iyiliğin bedeli…………………………………………….19

Allah için sevmek……………………………………….21

Tarladaki altınlar………………………………………..25

Yüz kişinin katili………………………………………..27

Çocuk kimin?……………………………………………33

Sadaka……………………………………………………..35

Zalim ile masum………………………………………..39

Şeytanın en sevdiği……………………………………..43

İyi söz, kötü söz…………………………………………45

Gencin Rabbinin adıyla………………………………47

Bir küçücük iyilik………………………………………59

Borçluya kolaylık……………………………………….61

Borçlu ve alacaklı……………………………………….63

Susuz köpek………………………………………………69

Konuşan öküz……………………………………………71

Zavallı kedi……………………………………………….73

“Senin korkundan!”……………………………………75

Karınca milleti…………………………………………..77

Hızır ile Musa……………………………………………79

Hasta, aç ve susuz………………………………………89

Buluttan gelen ses………………………………………93

Kanatlı insanlar………………………………………….95

Tövbe……………………………………………………….99

Altın çekirgeler………………………………………..101

Haram ganimet………………………………………..103

Sağ el verdiğinde………………………………………109

önsöz

SEVGİLİ Peygamberimiz (asm), sahabileri ile, uzun uzun sohbetler eder, Vahiy Meleği’nin getirdiği yeni ayetleri okur, öğretir ve açıklardı.

Sahabiler türlü türlü sorular sorar; cevap verenlerin en hayırlısı olan Peygamberimiz (asm) onların hem aklını, hem de kalbini tatmin eden cevaplar verirdi.

Bazen Allah’ın yasak ettiği şeylerden kaçınmaları için onları şiddetle ikaz ederdi… Bazen de, Allah’ın emirlerini seve seve yerine getirmenin büyük mükâfatlarından; Cennet bahçelerinden, Kevser pınarlarından bahsederdi…

Bütün bu sohbetler sırasında Peygamberimiz (asm), kendisini dinleyenlerin sıkılmamalarına, ciddi konuları uzun süre dinlemekten akıl ve kalplerinin yorulmamasına çok dikkat ederdi.

Zaman zaman sohbetine ara verir, eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli ve hikmetli öyküler anlatırdı.

Biz bu kitapta, hadis kaynaklarında özel bir yeri olan bu hikmetli öyküleri derledik… Ve size, bitirmeden elinizden bırakamayacağınız bir kitap daha hazırladık…

— Uğurböceği Yayınları

Üç Adamın Öyküsü

İSRAİLOĞULLARINDAN, biri ala tenli, biri kel ve öteki kör üç adam vardı. Allah bunları sınamak istedi. Ve onlara bir melek gönderdi.

Melek, önce ala tenliye uğradı:

“En çok ne istersin?” diye sordu.

Ala tenli:

“Güzel renk ve güzel bir cilt.. Beni insanlara çirkin gösteren bu hastalığın giderilmesini isterim,” dedi.

Melek hemen ona dokundu. Ve o çirkin, hastalıklı görüntü ondan gitti, teni güzelleşti.

“En çok hangi malı seversin?” diye sordu.

Ala tenli, “Deveyi,” diye cevap verdi.

Bunun üzerine ona, çok yakında yavrusu olacak hamile bir deve verildi.

Ve melek, “Allah bunları senin için berekedi kılsın!” diye dua ederek ala tenlinin yanından ayrıldı. Sonra kelin yanma giden melek, ona da:

“Ey kel! En çok istediğin şey nedir?” diye sordu.

Kel, “Güzel bir saç!” dedi.

Melek hemen onun başına dokundu. Kelin başından, gür ve güzel saçlar çıktı.

Sonra melek ona:

“En çok hangi malı seversin?” diye sordu..

“İneği çok seviyorum,” diye cevap verdi kel. Bunun üzerine kele, yakında yavrulayacak hamile bir inek verildi.

Melek, ona da:

“Allah bunu senin için berekedi kılsın!” diye dua etti ve sonra körün yanma gitti:

Köre de, “En çok ne arzu ediyorsun?” diye sordu.

Kör, “Allah, benim gözlerimi tekrar bana versin de, insanları göreyim” dedi.

Bunun üzerine melek onun da yüzüne dokundu. Allah, körün gözlerini açtı.

Melek yine sordu:

“En çok hangi malı seversin?”

“En fazla koyunu seviyorum,” dedi kör.

Bunun üzerine kendisine yakında yavruları olacak hamile bir koyun verildi.

Ve çok geçmeden, deve ile inek yavruladı, koyun da kuzuladı.

Aradan uzun bir zaman geçti.

Bu üç adamdan birinin bir vadiyi dolduracak kadar devesi, öbürünün ineği ve diğerinin de aynı miktarda koyunu oldu.

Sonra melek tekrar dönüp önce ala tenlinin eski hastalıklı haline girerek, onun yanma geldi ve:

“Fakir bir adamım, yoluma devam etmek imkânım kalmadı. Bugün ulaşmak istediğim yere,

önce Allah’ın, sonra senin yardımın sayesinde varabilirim. Rengini ve cildini güzelleştiren Allah için, senden bir deve istiyorum. Bana bir deve ver ki, onunla yolculuğumu tamamlayabileyim” diye yalvardı. Eskiden ala tenli olan adam:

“Sana sıra gelene kadar, verilecek çok yer var!” dedi.

Bunun üzerine melek:

“Seni bir yerden gözüm ısırıyor. Sen eskiden ala tenli idin. İnsanlar senden iğrenirlerdi. Fakirdin, Allah sana mal verdi değil mi?” dedi.

Ala tenli, “Mal bana dededen babadan miras olarak kaldı” diye cevap verdi.

Melek:

“Eğer yalan söylüyorsan, Allah seni o eski haline geri döndürsün!” dedi ve oradan ayrıldı.

Melek, kel bir adam kılığına girip, o eski kel adamın yanma gitti.

Kele de, ötekine söylediği gibi söyledi.

Kel de, ala tenli gibi, onu eli boş geri çevirdi. Ve mallarının kendisine miras kaldığını söyledi.

Melek ona da:

“Eğer yalan söylüyorsan, Allah seni önceki hâline çevirsin,” diye beddua etti.

Sonra da körün eski kılık kıyafetine girerek onun yanına geldi ve:

“Yolcu ve fakir bir adamım. Yoluma devam edebilmem için çarem kalmadı. Önce Allah’ın, sonra da senin yardımın sayesinde gideceğim yere varabilirim. Senin gözlerini sana yeniden veren Allah hakkı için, senden bir koyun istiyorum,” diye yalvardı.

Bunun üzerine eskiden kör olan o adam şöyle dedi:

“Ben kördüm Allah gözlerimi açtı. Bu bakımdan istediğini al, istediğini bırak. Allah’a yemin olsun ki, Allah için aldığın hiçbir şeyde sana zorluk çıkarmayacağım” dedi.

Melek:

“Malın senin olsun, bu sizin için bir imtihandı. Sen kazandın, ötekiler ise kaybetti..” dedi.

Benzer İçerikler

Kayıp Medeniyet 1 – İlk Müslüman Türk Devletleri

yakutlu

Bizi Kimse Korkutamaz! – Kukla Yaşıyor

yakutlu

Sitemizin işlemesini sağlamak için teknik çerezler kullanılmaktadır. Çerezler hakkında detaylı bilgi almak için çerez aydınlatma metnini incelemenizi rica ederiz. Kabul Et Devamı

Privacy & Cookies Policy