21. Yüzyıl İçin 21 Ders – Yuval Noah Harari
Puan Tablosu
|
|
|
|
Arka Kapak Bilgisi
21. Yüzyıl İçin 21 Ders Özeti
Yuval Noah Harari’nin kimi çeşitli gazetelerde, internet sitelerinde ve bloglarda yayımladığı makalelere yapılan geribildirimlere kimi okurların, gazetecilerin ve meslektaşların sorularına toplu cevap vermeye binaen kaleme aldığı 21. Yüzyıl İçin 21 Ders kitabı, dünyada neler oluyor sorusunun etrafında dönüyor. Günlük hayatın getirdiği zorluklardan dolayı çoğu kişi büyük resmi görmekten uzaksa da Yuval Noah Harari 21. Yüzyıl İçin 21 Ders kitabında insanlığın geleceği karara bağlandığında artık her şey için çok geç kalınacağının altını çiziyor. Bu sebeple de amacı insanları daha fazla düşünmeye teşvik etmek ve okurun bu küresel tartışmalara az da olsa katılımını sağlamak.
Adından da anlaşılacağı gibi kitapta 21 konu, teknolojik zorluk, siyasi zorluk, umut ve umutsuzluk, hakikat ve direnç adlı başlıklarla 5 bölümde işlenmiş. Kitabın odak noktasını liberalizm ve demokratik sistemin yetersiz kaldığı noktalar oluşturuyor. Kitabı, otokratların ve dar görüşlü akımların provokasyon malzemesi olarak kullanacağını bilmesine rağmen liberal demokrasinin sınırlarını ve mevcut kurumlara uygulanabilirliğini tartışmanın oldukça önem taşıdığına dikkat çekiyor Harari.
20. yüzyılın bitiminde liberalizmin, komünizme ve faşizme baskın geldiği ortada. Ancak kısa bir süre içinde bilişim teknolojileri ile biyoteknolojinin müthiş iş birliği liberalizmin itibarını yerle yeksan edecek gibi görünüyor. Büyük veri algoritmalarını yöneten bir avuç insanın kurmakta olduğu dijital diktatörlüğün liberalizmin temel ilkesi olan bireysel özgürlüğe büyük darbe vuracağını hatta vurmakta olduğunu fark etmek zor değil. Bu siyasi krizin beraberinde getireceği eşitsizlik, işsizlik ve işlevsizlik de çok yakında insanlığın en büyük sorunlarının başında gelecek. Harari “Parçalanan Dünyada Ortak Gelecek Oluşturmak” konulu 2018 Davos Zirvesinde de bu sorunun aciliyetine vurgu yapmıştı.
Tüm bu zorluklarla baş etmek için küresel bir iş birliğine gidilmesi şart görünüyor. Ancak milliyetçilik, din ve kültür olguları insanları kamplaştırmaya büyük bir hızla devam ediyor. Berlin Duvarının yıkılmasından 29 sene sonra dünya, ABD’nin inşa etmekte olduğu yeni bir duvarla karşı karşıya. Totalitarizmin en büyük temsilcisi olan Kuzey Kore’de, Kim Ailesinin 70’li yıllardan bu yana geliştirmeyi sürdürdüğü nükleer program tehlikesine son zamanlarda Rusya ve ABD arasında başlayan yeni bir nükleer silahlanma yarışı da eklendi. Ortodoks Hristiyan, Yahudi ve Müslüman grupların kurmaya çalıştığı din devleti anlayışının bedelini yakın bir gelecekte tüm insanlık ödeyecek.
Harari, tüm bu şiddetli anlaşmazlıklara karşın biraz daha hoşgörülü olunduğu takdirde insanlığın bu sorunların üstesinden gelebileceği hususunda iyimser bir tablo çiziyor.
Küresel işleyişin getirdiği kaosta aslında dünya hakkında ne kadar az şey bildiğimizi kavrayamıyoruz. Yeterli bilgiye sahip olmadan fikre sahip olma suretiyle grup düşüncesi içinde yaşıyoruz. Dünyaya dair algımızı içinde bulunduğumuz grubun propaganda ve yanlış bilgilendirme tuzakları belirliyor.
Ben kimim, bu hayatta ne yapmalıyım, hayatın anlamı nedir, soruları dinsel ve ideolojik çizgide farklı cevaplar taşıyor. İnsanlar bu farklı inançları çoğunlukla bünyesinde bir arada tutup ihtiyaç duyduğunda hangisi gerekiyorsa o kimliğini çıkartabiliyor. Faşizmin tek kimlik saplantısı da insanlığı gözetme konusunda ne kadar başarısız olduğunu ve olacağını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Peki, bu kadar sorunla baş etmek için yapmamız gereken ne? Harari bu konuda bizimle 18 yıldır yaşadığı meditasyon deneyimini paylaşıyor. Meditasyon sayesinde kendini keşfetme tüm erkleri rahatsız etmekte olduğundan küçümseme suretiyle önemsizleştiriliyor. Çünkü kendini keşfeden insanın gözünü boyamak zorlaşıyor ve iktidarların yaratmak istediği toplumsal düzeni bozuyor. Yakın gelecekte algoritmalar sayesinde bu keşif daha da imkânsız hale gelecek. Buna engel olmak için yapabileceğimiz şey de gerçekten kim olduğumuzu anlamaya çalışmak.
Okuru düşünmeye sevk eden, karamsarlığa sürüklemek yerine tavsiye ve önerilerde bulunan Harari, bilimsel konuları basitleştiren üslubu ve mizahi diliyle de bu durumu mümkün kılıyor. Yazarın diğer kitaplarında olduğu gibi 21. Yüzyıl İçin 21 Ders kitabının çevirisinde de ülkelere göre yerelleştirmeye başvurulmuş. Bu sayede konularla ünsiyet kurmak da kolaylaşıyor.
Editör: Pınar Tufanlı