İbrahim’in Beni Terketmesi | Bejan Matur


Her gece kandil dedi biri Her gece kandil Ve hasrete daha çok var. Neyi duymaktayız biz? Dün oturduğumuz avluda Siyah olan gül Bugün açmış ruhunu Ve bir şey göstermektedir. Sular bir şey göstermektedir Kuşların gülleri geçip kokan nefesi Sesi Senin soluğun olmaktadır hâlâ. Buradaki her günahı temizledi Senin güllere bakman Senin isteğin göğün katında tartıldı. Bir melekten söz ederken Şehir çok siyah Budur meleği yükselten belki de dedim Meleği yükselten ve kanatlarını kelimelere açan Şehrin siyah oluşudur.

***

Âdem’in Yalnızlığı

Yedi Gece

Birinci Gece

I.

Ve ilk ayet indi.

Ve gece Allah’ın katındadır artık.

Ve taşlar

Ejderhanın ağzından dökülerek Kurdular şehri.

Karanlık insanın karanlığından öteydi.

Lavların ve duanın bilgisi

Açtı sokakları Ve binyılların acısı ve isteği Yaşanır oldu.

Çocukların uzayından söz ettim ona

Çocuklukta Allah’a ait olan yüzlerin

Nasıl karıştığından.

Hepimiz bir yüz oluştururuz kardeşlerimiz

Ve arkadaşlarımızla

Buna Allah ve melekler dahildir.

Çocukluğun uzayı

Sokaklarını şehrin

Sadece tanıdık kılmaz

Aşka yaklaştırır.

Benim 1001 gecem

Onun yüzü ve sonsuzluk arasında

Gidip gelirken

Kelimelerin olmadı sadece.

Daha bin’e çok var dedi o

Bu yüzden giderken

Sonsuzluğun benden aldığı

Bakışı tekrarladı.

Dünyadaydık Bir avlunun

Güllerin kıyısında.

Bahçede bir kaplan gördüm

Bütün gece uyutmadı beni o kaplan

Dedi biri.

Ağaçların gövdelerinden tırmanan bir ruh

Burçları geçerek gösterdi bana

Çizgileri karışmış yine.

II.

Ve ilk ayet indi.

O gece olacak ve Tanrı’ya armağan Edilecek olan yarım bırakıldı.

Çünkü kadınlar dua etmediler bizim için

Çünkü ruh çırılçıplaktı.

İnsandan kuvvetlisi yok dedi yıkılmış Bir adam.

Geçmişe açılmış bir gökyüzünün Üzerinden bakarak.

Ne zalimler, ne mazlumlar. Kadir gecesinde.

Ve ilk ayet indi Ve şehir uyandı

Ve şehir daha çok Daha çok açıldı

Ve göğsünün içinde çarpan kalp

Çocukluğumuzun uzayında benden alınan belki.

O kalp

III.

ilk ayet inerken

Aramızda durmakla

Senden çıkıp bana duyurmakla varlığını

Bölünmüş uzamı tamamladı.

ilk ayet inerken Emri duydum Ve sesleri

Aynı gökyüzünü paylaşmakla sınırlanmayan isteği.

Onların nasıl öleceklerine iyi bakın Dedi biri.

Kendi ölümünü çoktan kabullenmiş Uzayan dilleri

Ve geçmişin günahlarıyla Şehrin siyahlığına eklenen.

Ve sen

Kaya diplerinden akan suların Sırrını açtın bana.

Tıpkı o kalbi o göğüsten çıkarıp Bana verdiğin gibi.

İKİNCİ GECE

I.

Duasını yürürken eden bir kadın

Her yolu Tanrı’ya kavuşturuyor.

Ve bir adam

İnsandan kavimi yok varlıkların diyor

Çökmüş omuzları Ve bitmiş hayatıyla.

Çın diyor bir demir Başka seslere karışıyor.

Çok önce erkeklerin dünyasını ayıran duvarlar

Acıda birleşince

Gökyüzü açılmış önlerinde.

O gökyüzü ki özlenenden fazla

Ama özlenen olmamış gerçekten.

Sana bakarken çocukluğun uzamını hatırladım.

Çocukluğun kendine ait uzayında Yüzümüz Tanrı’ya aittir.

Bu yüzden arkadaşlarımız Birlikte büyüdüğümüz kardeşler

Benzeriz birbirimize Ve o biri hep taşınır bizde.

Öyle oldu

Senin yüzün biriken her şeyi açıkladı.

Ataların izlerini

Çocukluk oyunlarının doğmuş

Doğmamış tüm acılarını iştahını Toparladı.

Şehri kuran taşların siyahlığını anlattın sen

Ateşini şehrin bir ejderhanın yaktığını.

Bir soluk

Ejderha

Siyah taşlar

Hepsi senden başladı.

Ve yeraltında sular

Müslümanlığın kırk günü

Ve gecesi kadir olan insanların

Hepsi hepsi avuçlarını açtı

Ve Allah’a yürüdü.

Sonra süpürdüler avluyu

Kürtçe konuştular Duaları Kürtçe sürdü.

Bir kadın mahcubiyetle

Kollarımın cehenneminden söz etti ‘bendeki siyah örtüyü al’ dedi

Al bendeki siyah örtüyü Yanma sen…

Benzer İçerikler

Suzan Defter | Ayfer Tunç

yakutlu

Hasret – Hasret En Büyük Esarettir | Canan Tan

yakutlu

Mine

yakutlu

Sitemizin işlemesini sağlamak için teknik çerezler kullanılmaktadır. Çerezler hakkında detaylı bilgi almak için çerez aydınlatma metnini incelemenizi rica ederiz. Kabul Et Devamı

Privacy & Cookies Policy