Bağırmayan Çocuklar – Hatice Kübra Tongar
Arka Kapak Bilgisi
Merhaba anneciğim,
Benim, yavrun.
‘Kim olduğunu zaten biliyorum’ deme. Çünkü bence henüz yakından tanışmadık seninle. Beni tanımak için yeterince çaba sarf etmedin bence.
Eğer tanışmış olsaydık ağladığımda, inatlaştığımda, korktuğumda, tepki gösterip öfke duyduğumda sana bir şeyler anlatmaya çalıştığımı fark ederdin. Hareketlerime değil, onların altındaki asıl sebebe odaklanırdın. ‘Beni üzmek için yapıyor’, ‘Sırf benimle inatlaşmak için uğraşıyor’ diye düşünmezdin o zaman… Her davranışımın altında masum bir ihtiyaç olduğunu hissederdin.
İşte artık seninle tanışalım diye, bu kitabı bırakıyorum ellerine…
Beni tanıdıkça daha da çok seveceğini, gelişimime destek vereceğini, elimden tutup hayat yolumda birlikte yürüyeceğini biliyorum.
Ve yaptığın ya da eksik kaldığın her bir yönünle birlikte, seni çok ama çok seviyorum.
Bağırmayan Çocuklar Özeti
“Bağırmayan Çocuklar” adlı kitap, okurları kitaba hazırlamak için, bir çocuğun ağzından annesine yazılmış temsili bir mektupla başlıyor. Üç ana bölümden oluşan kitabın dörtte biri ilk iki bölümden, dörtte üçü ise üçüncü bölümden oluşuyor. Birçok konuya değinilen kitapta her konudan önce okuru o konuya hazırlayan kısa bir metin ve ilgi çekici bir illüstrasyon yer alıyor.
ÇOCUKLAR NEDEN KRİZ ÇIKARIRLAR?
İki alt başlık yer alan bu bölümde yazar, ilk olarak günümüzde anneliğin değişen yanlarından bahsediyor ve krizlerin görünmeyen yanına dikkat çekiyor. Daha sonra ise krizlerin fırsata çevrilebileceğini söyleyerek birkaç maddede çocukların kriz çıkarma sebeplerini ele alıyor.
KRİZLERİ NASIL ÇÖZEBİLİRİZ?
Ayna Nöronlar
Ayna nöronlar hakkında bilgi edinmek çocukların birçok davranışını anlamlandırmaya katkı sağlıyor. Ayrıca özelde annelere genelde ise herkese davranış ve duygularına ne denli dikkat etmeleri gerektiğini gösteriyor. Çünkü ayna nöronlar gerçekten de ayna gibi davranıyor, zaten adları da bu özelliklerinden kaynaklanıyor.
Sağ Beyin
Çocuklar yaklaşık yedi yaşına kadar sağ beynin etkisinde davranıyor yani duygularının etkisiyle tepkiler ortaya koyuyorlar. O nedenle bu dönemdeki çocuklar üzerinde, mantıksal çözüm ve nasihatlerden ziyade duygularının anlaşılması ve duygularına değer verilmesi etkili oluyor.
Sol Beyin
Yedi yaşından sonra aktif olan sol beyin, çocukların kurallara ve disipline uyumunu sağlıyor. Disiplinin kilit noktası ise ‘tutarlılık’ oluyor.
KRİZ ANLARINDA ÇOCUĞUMA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİM?
Kitabın en uzun bölümü olan son bölümde on altı farklı konu bulunuyor. İlk konu bağıran çocuklara nasıl davranılabileceğini içeriyor. Kaliteli birliktelik, oyun oynamak ve çocuğu tanımak bu konunun anahtar ifadeleri oluyor.
Kaliteli birliktelik sadece bedenen değil ruhen de çocukla birlikte olmak anlamına geliyor. Çocukla oynanan oyunun belli sınırlar ve kuralların etkisinde olmaması, çocuğun duygu ve düşüncelerini serbestçe dışa vurabileceği şekilde olması gerekiyor. Çocuğu tanımak için beraber oyun oynamanın yanı sıra bazı günlük işleri birlikte yapmak ve bu esnada çocuğu gözlemlemek de öneriler arasında yer alıyor.
İkinci konu ise ağlayan çocuklar oluyor. Bu konu içerisinde ağlamanın ne olduğu, yetişkinler ve çocukların neden ağladığı, ağlamanın psikolojik ve biyolojik sebepleri, toplumun ağlamaya ve ağlayana bakış açısı ile ilgili bilgiler yer alıyor.
Bu bölümde ele alınan diğer bir konu ise inatlaşan çocuklar oluyor. Ve bu konuda çok önemli bir nokta dikkat çekiyor. Bu da inatlaşmanın karşılıklı olması olup şu anlama geliyor: Çocuk inatlaşıyorsa anne de onunla inatlaşıyor.
Tuvalet eğitimi anneleri en çok endişelendiren konulardan biri oluyor. Çünkü temizlik, çoğu anne için her şeyden önce geliyor. Ama bu süreçte temizliği -çocuğun yatağında sıvı geçirmeyen kılıflar kullanmak gibi- önlemler alarak sağlamak gerekiyor. Çünkü annenin bu sürece bakış açısı ve bu süreçte yaşadığı stres çocuğu da etkiliyor. Bu da sürecin daha uzun ve zorlu geçmesine sebep olabiliyor.
Ele alınan onca konu içerisinde belki de en önemlisi mahremiyet eğitimi oluyor. Ve bu konuda çocuğun sevilme şeklinden temizliğine kadar dikkat edilmesi gereken çok önemli noktalar yer alıyor. Gözden kaçan ayrıntılar bulunuyor.
Uyku eğitimi de çok araştırılan ve tartışılan bir konu oluyor. Epey uzunca ele alınan bu konuda birçok bilginin yanı sıra çocukları uykuya alıştırmak için çeşitli yöntemler ve çocukların yaş gruplarına göre ne kadar uykuya ihtiyaç duydukları da yer alıyor.
Yazar bu konular dışında kardeş kıskançlığı, söz dinlememe, hırçınlık, öfke nöbeti, iştahsızlık, alt ıslatma ve teknoloji bağımlılığı gibi konulara da yer veriyor. Ve bu konuları birçok yönden inceliyor, açıklıyor ve konularla ilgili öneriler sunuyor. Ayrıca bazı konularda yapılması ve yapılmaması gerekenleri de listeleyerek açıklıyor. Bunlar dışında örnek olaylara ve kendi tecrübelerine de değiniyor.
Kitap annelere “Sonsöz Niyetine” küçük bir hatırlatma metni ve “Bağırmayan Bir Çocuğunuz Olsun İstiyorsanız” başlığını taşıyan maddelerle sona eriyor.