Dürüstlük, Sevgili Çocuğum | Erdal Atabek


“Dürüstlük insan ahlakının temelidir.
Ama dürüstlük nedir?

Dürüst olmak, gerçekleri kabul etmektir. Dürüst olmak,
her şey ve herkes için aynı ilkeleri geçerli kılmaktır.
Dürüst olmak, her zaman ve her koşulda doğru bildiğinin
yanında olmaktır. bunlardan ötürü de dürüst olmak
çok zor bir şeydir.”

Erdal Atabek’ten kişisel gelişim için bir rehber kitap…

İÇİNDEKİLER
Önsöz.
Dürüstlük, Sevgili Çocuğum .
‘Laiklik Ne midir’ Çocuğum?
Zamanı Yönetmek.
ilkeli Kararlı Çalıskan
Kendini Kontrol Edemezsen.
Dayanıklılık
Yaşamda Tutarlılık.
Dünyanın En iyi Matematikçisi
Güçlünün Haklı Olduğu Dünyada Gençlik
Yanlış Yerde Nöbet Tutmak:.
Kuşatılmış, Gençlik
Akıl ve Vicdan
Karakter.
Çocukluğun Ölümünü Durdurmak!.
Ahlaksal Zekâ
Bir Çizgi Dünyayı Değiştirir.,
Neden ‘Yetkin Yetişkinlik?’.
Körgörü.
Başarı Nedir?
Basan ve Başarısızlık
Yaşamda Başarılı Olmak
Başarının Anahtarı Karakterdir.,
Kaybedince Kazanmak.
Öngörü Songörü.
istemek ile Yapmak
insanlar Nasıl Karar Verir?.
Yaşamı Değiştirmek (mi?
Yaşamla Değişmek (mî?). .
Güzel İnce Seksi
Ödül
Yaşam Korkutunca.
Beethoven’i Dinlerken
Cumhuriyet Çocukları
Toplum Sanada iyileşir.
Uygarlığın Dönemeçlerinde.
Gençler Seslerini Yükseltiyor
Gençler ve Politika
Gençler ve Sorumluluk.
İnsan Yetiştirme Kültürümüz
Üniversite
En Büyük Tehlike.
Şiddet, Kurtulamadığımız İlkellik
Çocukları Tüketirken
Gençliğini Tanımayan Toplum.
Biz Kimleri Örnek Alıyorduk?
Gençliğe Kimler mi Örnek Oluyor?
Cumhurbaşkanı Olmak.
Cumhurbaşkanı Olmak ister misiniz?
Çocuklarımızla Birlikte.
Çocuklarımız Kitap Okumuyor mu?
Eğitim mi? Ne için?.
Sokrates Eğitimi ve önyargılar.
Yaz Aylarında Çocuklar.
Bir Sınavın Yansımaları.
‘Düşünen Adam’ İstanbul’da mı?
Sadece Okuryazar Olmak.
Eğitim ve Mutluluk
Bayramda Nereye Gidiyorsunuz?
Çığ Altında Kalan İnsanlık
Yorum Farkı
‘Bilinç Gökten Düşmedi’
Suçlu Ararken
Kör inanç.
Yeni Dinler Yeni Tanrılar
Canın Bedeli Var mı?
insan Yetiştirme Sanatı.
Toplum Neye Duyarlı, Neye Duyarsız?
2007 Yılına Girerken.
Hoş Geldin 2007
Cumhuriyetimiz Yüzüncü Yılında (1923 2003). Koca Dayağına Karşı Dua.

ÖNSÖZ
“Ağlatan Makale”
21. yüzyıl Türkiye’sinde bir mayıs sabahı, gazetede dürüstlük hakkında bir makale okurken ağlayacağım hiç aklıma gelmezdi— Ama ağladım…
15 Mayıs sabahı Cumhuriyet’te, Erdal Atabeksin “2000’li Yıllarda” köşesindeki “Dürüstlük, Sevgili Çocuğum” başlıklı yazıya takıldı gözüm. Tam da o gün artık ne yazık ki herkes için bu kadar da kolayca söylenemeyen “dürüstlük timsali” bir dostu, Av. Derviş Parlak’ı uğurlayacaktık. Yazıyı okudukça, sanki Derviş’in oğluna bıraktığı bir veda mesajını okuyormuşum gibi geldi bana… Bu kadar beklenmedik bir anda gideceğini bilseydi ve bir şey yazsaydı, sanki o da bunları söylerdi…
Bir nedeni buydu ağlamamın.
İkincisi daha genel. Öyle bir değerler karmaşası içinde ki toplum, “dürüstlük” ile “enayilik” özdeşleşmiş, “ağızdan dolma tüfek” misali yarım yırtık edinilen bilgilerle “piyasa”ya çıkmış çoluk çocuk ahkâm kesiyor, ortalık her şeyin “uzman”ı ile dolu, “bizim kuşak”tan bile görüşlerini “esnetmiş”, kafası karışık kuşaklara “kuyrukçuluk” yapabilenlere rastlamak hiç imkânsız değil, dürüstlük mürüstlük, ilkeli olmak, etik davranmak, bu gibi kavramlardan söz etmek artık “demode”.
“Ama çok başarılı satıyor kendini yani, bunu kabul eti” Peki edeyim.
“Fakat helal olsun adamlara, güzel dolduruşa getirdiler etrafı, hem de acayip para kazandılar, bunu kabul et!” Pekâlâ. Siz öyle istedikten sonra…
Böyle bir kesitte sen Erdal Atabek kalk, dürüstlüğün bilimsel ve etik tanımını bu kadar güzel yap. “Özdeğer, özsaygı ve özgüven” ilişkisini koy ortaya. “Özgüven temelsiz bir böbürlenme değildir”, “Temelsiz bir böbürlenme, değersizliğini örtmeye yarayan bir özgüven taklididir,” de! “Ahlaksal zekâ” de, “Dürüstlük bu ahlaksal zekânın birinci ilkesidir,” de. İste bir de buna ağladım. İnsan olmanın bu kadar temel bir gereği, yeniden açıklanmak durumunda… Bunu yapan Atabek de çok incelikli davranmak zorunda hissetmiş kendini ve harika bir içerik çıkarmış ortaya… Öyle “kritik” bir konu ki, en ufak bir hamaset kaldıracak lüksü yok. Bunu da okuyup etkilenmezse kişi, bir daha öldür allah “dürüstlük”ten söz edilmeyecek gibi halimiz…

Avniye Tansuğ (Okur mektubu)

Dürüstlük, Sevgili Çocuğum…

Dürüstlük insan ahlakının temelidir.
Ama dürüstlük nedir?
Yalan söylememek, kimseyi aldatmamak, kendi çıkan için başkalarını kandırmamak, olduğundan başka türlü görünmemek dürüst olmak için yeterli midir?
Değildir sevgili çocuğum.
Çağımızda bunlar da kalmadı elbette, ama dürüstlük bunlardan çok daha fazla, bunlardan çok daha başka bir şeydir.
Dürüst olmak, gerçekleri kabul etmektir. Dürüst olmak, her şey ve herkes için aynı ilkeleri geçerli kılmaktır. Dürüst olmak, her zaman ve her koşulda doğru bildiğinin yanında olmaktır. Bunlardan ötürü de dürüst olmak çok zor bir şeydir.
Dürüst olmak en başta cesur olmayı gerektirir.
Cesur ol ama dan dürüst olamazsın.
Yalnız kalmayı göze alamazsan dürüst olamazsın.
Çıkarlarından yoksun kalmayı göze alamazsan dürüst olamazsın.
Dürüst olmak, bedeli çok ağır bir erdemdir.
Ama zaten bütün bunlardan ötürü de çok değerlidir.
O zaman insan neden dürüst olmanın peşinde koşsun ki?
Böylesine ağır bir yükü kim sırtlanmak ister?
Söze bakarsan herkes dürüst olduğunu söyler. Rahatça ve
Ama biraz onların yakınlarında durur, nelerden çıkar sağladığına bakarsan görürsün ki gerçekte dürüst değillerdir.
Her çıkar, ekonomik çıkar değildir sevgili çocuğum.
Duygusal çıkarlar vardır, kendi üstünlüğünü kabul ettirmeye dayalı çıkarlar vardır.
Çok çeşitli çıkarlar vardır.
İnsanı baştan çıkaran da her çeşitten çıkardır.
İşte, insanı dürüst olmaktan uzaklaştıranlar bunlardır.
İnsan önce kendine karşı dürüst olmaktan vazgeçer.
Sonra da buna uygun kılıflar hazırlar.
“Koşullar,” der, “Böyle yapmak gerekiyordu,” der, “Sen işin içyüzünü bilmiyorsun,” der, daha sıkışırsa karşısındakini suçlar, tehdit eder, saldırır.
Ama ne yaparsa yapsın, dürüst değildir.
Gerçekleri kabul etmeye yanaşamaz.
Bir yıl önce “ahlaksal zekâ” konusunda bir yazı yazmıştım.
Ahlakın bir zekâ biçimi olduğunu belirtmiştim ki, doğrudur.
Dürüstlük de bu ahlaksal zekânın birinci ilkesidir.
Ama bak, dürüstlük insana neleri sağlar?
Öncelikle, dürüstlük özdeğer yaratır. Kendine değer vermeyi öğrenirsin.
Özdeğer kendine saygı duymayı yaratır, özsaygın olur.
Özdeğer ile özsaygı da özgüveni yaratır.
Özgüveni olmayanlara dikkatle bakarsan görürsün ki özsaygıları ve özdeğerleri ya eksiktir ya da yoktur.
Özgüven, temelsiz bir böbürlenme değildir.
Temelsiz bîr böbürlenme, değersizliğini örtmeye yarayan bir özgüven taklididir.
Özgüven, gerektiği zaman ortaya çıkan büyük bir güçtür.
Ama işte Özgüven de baba parasıyla, dayı desteğiyle oluş Özgüven, senin bileğinin hakkıyla kazanacağın bir erdemdir.
Özgüven, dürüstlüğünün sana armağanıdır.
Dürüstlük sevgili çocuğum, yaşamının temel taşı olursa kazanırsın.
Hakkın olanı kazanırsın ki çok değerlidir.
Doğru olanı kazanırsın ki başını hep dik tutmanı sağlar.
Kendini kazanırsın ki en büyük kazancındır.
Geri yanı sana kendiliğinden gelir.
Doğru yerde durana doğru şeyler gelir.
Yaşamanın güzelliği bundan başka nedir ki?

‘Laiklik Ne midir’ Çocuğum?..

Elbette bunu sormakta haklısın. Çünkü yetkili yerlere gelmiş insanlar da ‘Laikliği tartışmak gerekir,’ diyorsa senin on beş yaşında bu soruyu sorman doğrudur.
Öncelikle sevgili çocuğum, aklına gelen her şeyi sormanın doğru ve gerekli olduğunu hiç unutmamanı önereceğim. Soru sormak bir insanın ilgisini, merakını gösterir ki bunlar da zekâ belirtileridir. Soru sorabilmek ise, Özgür bir ortamın varlığına en iyi kanıttır. Eğer bir yerde soru sorulamıyorsa orada dogmalar ve tabular var demektir ki bu da Özgür düşüncenin yaşamasına uygun bir ortam olamaz.
Şimdi gelelim sorduğun soruya: Laiklik nedir?
En kısa tanımıyla ‘laiklik, bir insanın, bir toplumun, bir kültürün; insana bakışında, toplumun yaşam kurallarında, çalışma dünyasında inanç ekseninin yer almamasıdır’. Bir insan, bir toplum, bir kültür, insanlara, yaşamın kurallarına, çalışma dünyasına ‘inananinanmayan’, ‘benim dinimdenbaşka dînden’, ‘bizim cemaattenöte taraftan’ diye ayrım yaparak değerlendirme yapıyorsa, turum ve davranışlarım bu eksene göre belirtiyorsa laik değildir.
Laiklik, insanlara ‘kendi kararlarını verme hakkını, bu karara göre yaşama hakkını’ ve bu hakların güvencesini vermeli…

Benzer İçerikler

Biri Beni Dinliyor – Yaşanmış Koçluk Hikâyeleri | Dilek Yıldırım Akgün

yakutlu

İnsan İsterse / Azmin Zaferi Öyküleri 2. Kitap

yakutlu

İyiliğin Hareket Hali

yakutlu

Sitemizin işlemesini sağlamak için teknik çerezler kullanılmaktadır. Çerezler hakkında detaylı bilgi almak için çerez aydınlatma metnini incelemenizi rica ederiz. Kabul Et Devamı

Privacy & Cookies Policy