Hikayelerle Karakter Eğitimi

Bir fıçının içine bir karınca düşmüş.
Bir insan gelmiş fıçının başına, karıncayı görmüş “Ne işin var senin burada?” demiş ve karıncayı ezmiş, yok etmiş.

Bir fıçının içine bir karınca düşmüş.
Bir insan gelmiş fıçının başına, karıncayı görmüş “Kimseye zararın yok sevimli hayvan, haydi fıçıda yaşamaya devam et” demiş.

Bir fıçının içine bir karınca düşmüş.
Bir insan gelmiş fıçının başına, karıncayı görmüş, bir kaşık şeker serpmiş fıçının içine.

Bu üç insan kimdir?

Birincisinin adı; Bencil
İkincisinin adı; Hoşgörü diye çağırıyorlar.
Üçüncüsü mü? O, Sevgi işte…

***

I. BÖLÜM

SABIR-KARARLILIK-İNANÇ

Kervandaki İhtiyar ¹

Bir gün gençlik gururuyla hızlı yürümüştüm. Geceleyin bir dağ eteğinde yığılıp kaldım. Kervanın ardından zayıf bir ihtiyar geliyordu:

“Ne yatıyorsun, burası yatılacak yer değil!” dedi.

“Nasıl gideyim?” dedim. “Gidecek ayak yok ki!”

İhtiyar:

“Dinlene dinlene gitmek, koşup da kesilmekten iyidir, demişler, duymadın mı?” dedi.

“Ey menziline müştak olan ², acele etme. Öğüdüme uy da sabrı öğren. Arap atı aceleyle iki koşu gider. Deve ağır ağır gece gündüz yürür.”

Korkusundan Kaçan Adam ³

Adamın biri, nefes nefese koşuyordu. O kadar korkmuş görünüyordu ki… Gördüğü ilk eve sığındı. Korkudan benzi uçmuş, sapsarı kesilmişti.

Ev sahibi:

“Hayırdır! Ne oldu? Neyden kaçıyorsun?”

Adam nefes nefese:

“Zalim padişahı eğlendirmek için bugün sokakta ne kadar eşek varsa yakalıyorlar.” dedi.

Evin sahibi:

“Peki” dedi, “Eşekleri yakalıyorlar… Sen neden kaçıyorsun?” diye sordu.

Adam son söz olarak:

“Vallahi kendilerini bu işe öyle bir kaptırmışlar ki beni bile eşek diye yakalayabilirler diye kaçıyorum.” dedi.

Bizler de hayatta bazen hedefimize doğru ilerlerken, padişah için sokaktaki eşekleri toplayan adamlar gibi, çevremize korku salabiliyoruz, zarar verebiliyoruz.

Hayatta güzel olan tutum ise, hedefimize sabır, kararlılık ve inançla, ama çevremize zarar vermeden ulaşabilmektir.

Yapabileceğiniz Çok Şey Var

Galileo’nun son kitabını yazdığı zaman 74 yaşında olduğunu, Michaelangelo’nın Sistine Kilisesi’ne denetmen olarak atandığında 71 yaşında olduğunu bilir misiniz? İster inanın ister inanmayın, doğru bunlar. Büyükannem ilk resmini 71 yaşında yapmış. Duke Elington’un öyküsünü çok severim. 66 yaşındayken, Pulitzer Ödülü Danışma Komitesi’nce aday gösterilmeyince “Eh, Allah benim çok genç yaşta çok ünlü olmamı istemedi” demiş. Ne olağanüstü değil mi? Öldüğünde 75 yaşındaydı. Pablo Casals, 85 yaşındayken Beyaz Saray’da bir konser vermişti. Olağanüstü bir kadın olan Susan B. Anthony, 80 yaşına dek, kadınların oy kullanma hakkını savunan derneğin başkanlığını yapmış ve sokaklarda davul çalarak yürüyüşler yapmıştı. 52 yaşındayken oy kullandığı için tutuklanmıştı. Oy verme kulübesine gidip “Oy vermek istiyorum. Ne demek kadınlar oy kullanamaz!” demişti. Bunun üzerine ona yeni bir deneyim sunulmuştu: Tutukevi!

1. Sadi. Gülistan, M.E.B. Yayınları, İstanbul, 1991, s. 213
2. Gidecek yeri ve hedefi olup, onu arzulayan.
3. Mevlâna, Mesnevi, M.E.B. Yayınları, İstanbul 1990, cilt V. s. 209

Benzer İçerikler

Ece ile Yüce – 2 | Gülten Dayıoğlu

yakutlu

Gül Bağı – Sör Benfro’nun Şarkısı 2 | J. D. Oswald

yakutlu

Dört Kafadar

yakutlu

Sitemizin işlemesini sağlamak için teknik çerezler kullanılmaktadır. Çerezler hakkında detaylı bilgi almak için çerez aydınlatma metnini incelemenizi rica ederiz. Kabul Et Devamı

Privacy & Cookies Policy