Kalbin Temizse Hikayen Mutlu Biter Özeti
Yazar Hakan Mengüç, GAU Sufi Akademisi’nin kurucusudur ve Sufi Akademi bünyesinde eğitim ve seminerler vermektedir. Ney ile başlayan yolculuğuna tasavvuf ve sufi felsefesi ile devam etmiştir. Hayat felsefesi umutlu olmak ve umudu paylaşmak olan yazarın Kalbin Temizse Hikâyen Mutlu Biter kitabında, gerek kendi deneyimlerinden gerek bilgi edindiklerinden; insanlığa, karanlık düşüncelilere, umutsuz zihinlere ışık olması adına çeşitli konular işlemiştir.
Çıktığın bu yaşam yolculuğunda attığın adımlar seni nereye götürüyor? Düşündün mü hiç? Diye başlayarak hedef belirlemede farkındalık yaratmaya yönelik cümlelere yer verir. Hayatta bütün sırrın yaşanan süreçte gizli olduğunun mesajını verir. Çünkü yaşadıklarının da yaşamadıklarının da bir anlamı vardır.
Kitapta konu başlığı ile ilgili yer yer ilham verici hikâyelere değinir. Yokluğunu hissettiğiniz her şeyi önce kendinizde aramanız önerilir ve der ki: “Ey gönül! Define sandığının üzerinde oturup, dilencilik yapıyorsun.” Kusur zannettiklerimizin çoğu zaman bize verilen lütuf olduğunu söyler. Mevlana’nın “iyiyi ara, doğruyu ara ama kusur arama,” sözü ile destekler.
Hayatının kalitesinin, hayatındaki insanların kalitesi kadar olduğundan bahseder. Bir öğüt der ki: Yanında insan varsa seni de insan yapar, yanında insan yoksa sana ne faydası dokunsun? Nihayetinde insan olmak zor zanaat! Çevrendeki insanlara dikkat etmeni söyler. Yine eskilerin dediği gibi: “ Eşkıya ile gezen eşkıya olur. Evliya ile gezen evliya olur.”
İki öğreti üzerinde etraflıca düşünmeyi önerir. Sana söylenenler ve senin kendin için söylediklerinin şimdiki seni oluşturduğunu, korkularının üstesinden nasıl geleceğini anlatır. Kendini değiştirmek istiyorsan etrafındaki insanları da değiştirmenin gerekliliğini söyler. Çünkü sen onlar için bir alışkanlıksındır. Kendi değişimin için çabalarken çevrendekilerde mutlaka seni aşağıya çekmeye çalışacaklardır. İyi niyetle söyleniyormuş gibi duran cümlelerde dahi olumsuz ve karamsarlıklar her zaman bulunur. İşte bu söylemlerden uzak durmayı, olumsuz düşüncelerden korunulması gerektiğini anlatır.
Daha önceki kitabında olduğu gibi bu kitabında da uygulamalara yer verir. Uyguladığı danışanlarının değerli farkındalıklar edindiğini söyler.
Aşk içsel bir devrimdir. Değer nedir bilir misin? Ödünç veremediğin borç alamadığındır! Sen kendine değer vermezsen kimse sana değer vermez. İlişkilerde kaybetme korkusu, ağzından çıkan sözler olduğu gibi sana döner. Kararlı kadınlar, güçlü ve mutlu kadınların eşsiz özellikleri gibi bir çok konu başlığına değinir.
Her kişisel gelişim kitabında olduğu gibi bu kitapta da bilinç ve bilinçaltı faktörlerden bahsedilir. Der ki: “İnsan gördüğü şeyi var eder. Çünkü bilinçaltı, gördüğüne çabuk ikna olur. Sürekli gördüğü şeyi de bilinç düzeyinde hakikate dönüştürür. Ruhsal ve düşünsel açıdan baktığın şeye dönüşürsün bir süre sonra…” Hayata bakış açının yeniden şekillenmesi için önerilen yollardır bunlar.
Kendini değiştirmekten çok insan etrafındakileri insanları nasıl değiştireceğine takılıp kalır. Mesela aile içinde, iş yerinde, sosyal ortamda mecburen görmek zorunda olduğu insanları! Atsan atılmaz satsan satılmaz tarzı olan insanları! Bu ilişkileri kısa vadede değiştirmenin mümkün olmadığını söyler ama çözüm olarak bazı önerilerde bulunur. Bazı şeyler değiştirmek zordur ama gerçekleşip gerçekleşmemesi biraz da sana bağlıdır.
Her karşılaşmanın öğrettiği bir ders vardır. İnsanlar karşımıza mutlaka bir sebepten dolayı çıkarlar. Ya bir şey öğretirler ya bizi bir yere götürürler. O yüzden karşımıza çıkan olumsuz insanların da manevi yolculuk planının bir parçası olduğunu, bunlara kötü bir tesadüf ya da yersiz bir karşılaşma demememiz gerektiğini hatırlatır.
Bazılarının hiç bilmediği içinden çıkamadığı, bazılarının aslında bildiği ama cesaret edemediği ya da unuttuğu duygulara, konulara yer veren doyurucu bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Sorun her zaman vardır üstelik çözümleriyle birlikte…