Arka Kapak Bilgisi
Yürek dağlar engellilerin durumları; hep acınarak bakılır. Bir işe yaramaz sanılır.
Şimdi sizlere kendimden bahsedeceğim. Kararı siz verin, işe yarıyorlar mı yoksa yaramıyorlar mı?
Engelli bir birey öncelikle kendiyle ve bedeniyle barışık olmalı ki; yaşadığı zorluklara göğüs gerebilsin.
Uç aylıkken geçirdiğim menenjit bir diğer adıyla havale nedeniyle beden sağlığından yoksun biriyim. 37 yaşındayım ve kendimi bildim bileli kendi ihtiyaçlarımı karşılayamıyorum…
İhtiyaçlarımı, kardeşlerim ve annem gideriyor. Babam, akciğer kanseri nedeniyle vefat etti. Annem, 7 yıl önce iki beyin ameliyatı geçirdi. Yine de biz çocukları için, ayakta duruyor.
Hikâyeler senaryolar yazıyorum. Bu kitap benim ilk kitabım. Kitabımda dört hikaye, bir oyun, bir skeç, bir senaryo, bir de mektup var. Çoğu zaman kitaptaki kahramanların yerine kendimi koyuyorum. Bilgisayar başında yazdığım karakterlerin bedenlerini kendi bedenim gibi kullanıyor, kendi bedenimde sergileyemediğim özgürlüğü o karakterlerin üzerinde sergiliyorum.
Kanadı Kırık Melek’in Kanadına Takılanlar Özeti
“Engeliniz ile barışık olun ki yaşadıklarınız zor gelmesin.” Üç aylıkken geçirdiği menenjit nedeniyle beden sağlığını kaybeden Rukiye Türeyen her şeye rağmen kendi ihtiyaçlarını karşılayabilen biri! Şu an 37 yaşında olup ve sol elinin işaret parmağını kullanarak yazdığı yazılara sahip. Kanadı Kırık Melek’in Kanadına Takılanlar da yazmış olduğu ilk kitaptır. Her şeyden önce bu azmi desteklemek için bu kitabı edinip paylaşabilirsiniz.
Bu kitabında hikâyeler, senaryo ve tiyatro metinleri yazan Rukiye Türeyen kitaba ilk olarak kendinden bahsederek başlar. Engelli bir birey olarak öncelikle kendiyle barışık olduğunu ve engeliyle mutlu olduğunu ifade eder.
İhtiyaçlarını anne ve kardeşlerinin giderdiğini birçok insana göre şanslı olduğunu söylüyor. Çünkü ne sağlıklı olan diğer dört kardeşi ne de aile büyükleri ondan hiçbir zaman utanmamıştır. Bilgisayar kullanmaya başladığından beri hayatı değişir. Okumayı yazmayı kendi çabaları ile öğrenir. Kalem tutamasa da bilgisayar sayesinde yazılarını yazabildiğini söyler. O her şeye rağmen şükredenlerdendir.
İlki olan “Siz hiç isimsiz anıldınız mı?” adlı hikâyesinde normalde sağlıklı olan bir bireyin geçirdiği asansör kazası ile felç kalışını anlatır. Bu kaza sonrası annesi ve sevgilisi tarafından terk edilmiş annesinin bakımına muhtaç kalmıştır.
“Garip öyküdür hayat” adlı hikâyede, küçük bir köyde doğan babası öldükten sonra annesi ile yaşamaya çalışan genç bir erkek vardır. Bir gün köylerine bir öğretmen gelir ve çocuklar için elinden gelen her şeyi yaparlar. Öğretmenin azmi, yardımseverliği çok etkiler genç erkeği. Zamanla Cemre öğretmen sayesinde okumayı yazmayı iyice öğrenir ve o genç erkek artık bir yazardır.
“Zor bir karar” hikâyesinde ise bir hayat dersi vardır. Kanser olan adamı karısı terk eder ancak trafik kazası ile kadın kötürüm olur. Adam kendisine geri gelen karısı hakkında bir karar vermeye çalışır. Onun yaptığı gibi terk mi etmeli yoksa yanında mı olmalı?
Kitabın ilerleyen bölümlerinde Fındık farelerinin isyanı adlı bir skeç, gerçek bir oyun adlı tek kişilik oyun vardır.
“Kanadı Kırık Melek” adlı senaryo ile yazar Rukiye Türeyen kitabını sonlandırır. Melek ve yedi yaşındaki kardeşi Zeynep, her sabah okul servisine biniyorlardır. Servis şoförü Ömer Melek’i görür ama bir türlü tanışıp konuşamıyordur. Sonunda bir gün cesaretini toplayıp konuşmayı başarır. Melek hemşirelik bölümünde okuyordur. Ömer ise ailesini çok küçük yaşta kaybetmiş, ilkokuldan ayrılmış, kendini yetiştiren biridir. Zamanla Ömer ve Melek arasında bir çekim başlar. Okula götürdüğü gibi okul çıkışlarında da almaya başlar.
Bir gün Melek, arkadaşları ile yapacağı karavan gezisine Ömer’i de davet eder. Her şey çok güzel başlasa da hiç tahmin etmedikleri sonla biter. Feci bir trafik kazası geçirirler. Melek’in arkadaşlarından bazıları ölürken Melek’te ömür boyu yatağa bağlı kalacağını öğrenir. Ailesi kahrolurken Melek oldukça güçlüdür ancak bu süreçte Ömer’i kendinden uzaklaştırmaktan başka çare gelmez elinden. Ömer uzun bir süre diretse de sonunda pes eder. Yıllar sonra Ömer evlenir yine de aklının ve kalbinin bir köşesinde Melek vardır. Hatta kızının adını da Melek koyar.
Melek’in kardeşi Zeynep büyür hemşire olur. Melek ise tekerlekli sandalyeye bağlı yaşamına devam ederken sabrı ve beklemeyi öğrenir…
Rukiye Türeyen olmayı çok istediği polisler ve askerler içinde bir mektup ve mektubunun sonunda bir de şiir yazar. Bu kitabı ile aslında engellilerin pes etmediği sürece her şeyi başarabileceğini anlatan yazıları toparlamıştır. % 99 engele sahip olmasına rağmen destek ve imkân verildiği sürece nelerin başarılabileceğinin örneğidir.