Öykü mü, şiir mi?Bu kitap çocuk aklı ile düşünen, çocuk dilinden konuşan Erich Kästner’in öykü ve şiirlerinden oluşuyor. Kästner’in kendine has mizahi üslubuyla ustaca kurguladığı öykü ve şiirler yine güzel bir okuma vaat ediyor.Çağdaş çocuk edebiyatında çığır açan yazarlardan Kästner, kaybetme korkusu, suçluluk, sorumluluk paylaşma gibi duyguları barındıran öykülerinde, sorunların çözümünün iletişimden geçtiğinin altını çiziyor.
İçindekiler
Kuafördeki Domuz…………………………………………………………..9
Kuşkulu Sihir…………………………………………………………………15
Meraklı Friedrich………………………………………………………….. 17
Arnold Dünya Rekoru Kırıyor ………………………………………..24
Annem Evde Yok ……………………………………………………………26
Kikirdekler …………………………………………………………………… 31
Aslan ile Pazar Filesi………………………………………………………33
Uzun Kollu Arthur …………………………………………………………38
Bayan Hebestreit Takipte……………………………………………….42
Odanın İçinde Dünya Seyahati……………………………………… 49
İki Anne ve Bir Çocuk…………………………………………………….52
Küçük Çocuğun Büyük Kederi………………………………………..62
Noel Baba Gelince …………………………………………………………. 72
Küçük Çocuk Yolda ……………………………………………………….. 76
Felix Hardal Almaya Gidiyor…………………………………………..86
İKİ ÖĞRENCİ KAYIP
Sınıfa Postacı Geliyor …………………………………………………….93
Sıfırın Altında On Derece ………………………………………………98
İngiltere Kanada’ya Karşı……………………………………………..102
Uyumak, Uyumak, Sadece Uyumak! (Shakespeare)………109
Sinemaya Gitmenin Yararı…………………………………………… 114
Sabah Saatlerinde Sürpriz…………………………………………….118
Kayıp Oğulların Eve Dönüşü………………………………………… 123
Kuafördeki Domuz
Küçük Berthold’un saçları, haftalardır kestirmediği için yakasına kadar uzamıştı. Annesi günlerdir oğlunu kuaföre gitmeye nasıl ikna edebileceğini düşünüyordu. Sık sık bu haliyle kızlara benzediğini söylüyor, başka incitici laflar da ediyordu. Fakat Berthold, aslında söz dinleyen bir çocuk olmasına rağmen başını hayır anlamında sallayıp her defasında aynı yanıtı veriyordu: “İstemiyorum işte!” Berthold’un babası yoktu; öleli çok olmuştu. Saçını kestireceğine üç azıdişini çektirmeyi tercih eden Berthold, böyle biriydi işte.
Sonunda annesinin aklına bir fikir geldi. Onu “Hayvanat Bahçesi Kuaförü”ne götüreceğini söyledi. Çocuk hemen razı olmuştu çünkü “Hayvanat Bahçesi Kuaförü” çok özel bir yerdi. Önce erkekler bölümünden geçtiler. Bu bölümde erkeklerin sakal ve bıyıkları krem şanti ile köpürtülerek tıraş ediliyordu; Berthold henüz sakalı çıkmadığı için kendine kızdı. Sonra kepçe kulaklarından rahatsız olan bir adam gördüler. Adamın kulaklarını, saç kıvırma maşasıyla iyice kıvırıp kafasına yapıştırmışlardı. Saçları dökülmüş yaşlı bir adamın bilardo topuna benzeyen kel kafasına da saç tohumları ekildi. Sonra elinde sulama kovasıyla gelen çırak, bir güzel suladı adamın kafasını. Kafa derisinde saçlar uç vermeye başlamıştı bile. Berthold gülerek, “Çiçek de açacak mı?” diye sordu. Adam soruya kızmıştı. Anne, oğlunu elinden çekerek uzaklaştırdı yaşlı adamın yanından.
“Hayvanat Bahçesi Kuaförü”nün çocuk salonu çok daha harikaydı. Her aynanın önünde bir canlı hayvan vardı. Çocuklar hayvanların sırtlarına binmişti; onları seviyor, yemliyor, kulaklarının arkasını okşuyor, bu arada kuaför kalfasının saçlarını kestiğinin farkına bile varmıyorlardı. Çocuk salonunda bir midilli, bir eşek, bir domuz, bir geyik, genç bir fil, Saint Bernard cinsi bir köpek ve uysal bir suaygırı vardı.
Berthold salona girdiğinde çocuklar çoktan gelmişti. Sadece domuz boştaydı; halının üzerine uzanmış homurdanıp duruyordu. Çocuklar domuza binmeyi tercih etmemişlerdi, Berthold da istemedi. Bunun üzerine domuz, “Bu yaptığını ödeteceğim sana,” diye geçirdi içinden.
….