Küçük Adam ve Küçük Hanım | Erich Kastner


Küçük Adam beyazperdede!Sirk artisti olmayı başaran Maxcık o kadar ünlenir ki sinemacılar onun hayatını filme çekmek ister. Maxcık bu teklife sıcak bakar.Çağdaş çocuk edebiyatında çığır açan Alman yazar Erich Kästner, bu kitabında da olay ağırlıklı öyküsü, usta kurgusu, yalın anlatımıyla hayatın içinden birçok konuya değiniyor.

İçindekiler
Birinci Bölüm ………………………………………………………………..37
İkinci Bölüm………………………………………………………………… 49
Üçüncü Bölüm……………………………………………………………… 64
Dördüncü Bölüm ………………………………………………………….. 77
Beşinci Bölüm ……………………………………………………………….98
Altıncı Bölüm ……………………………………………………………….112
Yedinci Bölüm ……………………………………………………………..135
Sekizinci Bölüm……………………………………………………………161
Dokuzuncu ve Son Bölüm…………………………………………….190

Sevgili Çocuklar,

Dün sürpriz bir ziyaretçim vardı. Zil çaldı, kalkıp kapıyı açtım. Dışarıda kim duruyordu dersiniz? Kickelhahn Caddesi 17 numara, zemin kat, soldaki dairede oturan öğrenci Jakob Hurtig.

“Kimin ne zaman geleceği belli olmaz!” dedi neşeyle. “İçeri girin, Bay Beklenmeyen,” dedim. Önce buzdolabı orada olduğu için mutfağa doğru yürüdük. “Büyümüşsün,” saptamasında bulundum. “Bir gencin elinden başka ne gelir ki?” diye sordu. “Birazcık okul, birkaç ev ödevi, sevgili anne için ufak tefek alışverişler, İngilizce özel ders, jimnastik kulübü, diş fırçalama, ayakkabı boyama, burun temizleme, ayak yıkama, tırnak kesme, saç tarama, nedir ki bütün bunlar? Geri kalan zamanda ne yapılabilir ki Tanrı aşkına? Bu durumda en akıllıca iş, büyümek.” “Elbette.” Başımı salladım. “Böylece büyüme işini de halletmiş oluyorsun. Ama büyümek acıktırır. Jöleli domuz pirzolasına ne dersin? Yoksa karnın tok mu?”

Jakob göz ucuyla buzdolabına kısa bir bakış fırlattı. Sonra gözlerini gözlerime dikip, “Ne yalan söyleyeyim,” dedi. Domuz pirzolasını mideye indirdikten sonra iç geçirip, “Olağanüstü lezzetli,” diyerek ağzını silerken pirzola kemiklerini kâğıt peçeteye sardı. “Eve dönerken yolda bir köpek görürsem veririm,” diye açıklamada bulundu. “Bir pirzola daha ister misin?” diye kandırmaya çalıştım. “Buzdolabında bir tane daha var.” “Hayır, teşekkür ederim,” dedi. “Midem, aşırı doluluk nedeniyle, geçici olarak kapalı. Ayrıca buraya keyfimden gelmedim. Size binlerce selam iletmek ve burnunuzun ucuna bir öpücük kondurmakla görevlendirildim.” Pirzola kemiklerini pantolon cebine sokuşturdu. Bir süre mutfak sandalyesinin üstünde ileri geri kaydıktan sonra biraz utangaç bir tavırla konuştu: “Burun ucuyla ilgili meseleyi es geçmemiz sizce uygun mu? Böyle şeylerden pek hoşlanmıyorum da.”

“Ben de,” diye itiraf ettim. “İyi de burnumun ucuna kondurulacak öpücük eşliğinde olsun ya da olmasın, bana binlerce selam gönderen kim?” “Tabii ki Maxcık,” dedi Jakob. “Bana uzun bir mektup yazmış. Posta pulu büyüklüğünde on sayfa! Gözbebeklerim hâlâ acıyor.” “Mektubu Rosa Marzipan’a daktiloda yazdırabilirdi!” “Hayır. Yapamazdı!” “Peki neden, sorabilir miyim izninle?” “Çünkü Rosa’nın bebeği oldu, yatıyor. Bir oğlu oldu.” “Çok iyi düşünmüşler!” diye seslendim. “Oğlanın adı ne peki?” “Henüz bir adı yok. Rosa, Daniel olsun istiyor ama Hokuspokus, Ferdinand’dan yana.” Jakob kıkırdadı. “Oysa Maxcık, harika bir isim önerdi! Ama ikisi de karşı çıktı.” “Kulağa kuşkulu geliyor.” “Babasının adı Hokuspokus olduğu için oğlanın adını Hokuspokuscuk koymalıymışlar!” “Tahmin etmiştim,” dedim. “Artık kesin olarak söyleyebilirim: Maxcık hınzırın teki.” Jakob keyifle kıkırdıyordu. Ancak ona yan gözle bakıp soğukkanlılıkla, “Gülmeye devam edene limonata yok,” deyince kesti gülmeyi. Çalışma odasına geçmiş, bir yandan limonatasını içerken bir yandan da raflardaki kitapları inceliyordu. Ani

….

Benzer İçerikler

Uzaya Yolculuk

yakutlu

Kız Kitabı 2 | Katy Jackson, Sally Norton

yakutlu

Uçan Halı 2 – Kaf Dağı Padişahı

yakutlu

Sitemizin işlemesini sağlamak için teknik çerezler kullanılmaktadır. Çerezler hakkında detaylı bilgi almak için çerez aydınlatma metnini incelemenizi rica ederiz. Kabul Et Devamı

Privacy & Cookies Policy