Oliver Twist | Charles Dickens


Oliver Twist, yetim ve öksüz bir çocuk. Hayatı, keskin ve acımasız kuralları olan bir yetimhanede başlıyor. Kader, yetimhanede hiç merhamet göremeyen bu saf çocuğu Londra’nın suç dolu çetin sokaklarına sürüklüyor. Kötü kalpli Fagin ve onun hırsız çetesiyle tanışıyor, bu tehlikeli dünyada hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Charles Dickens’ın unutulmaz eseri Oliver Twist, sınıf farkları, insan doğası, adaletsizlik ve umut konularını dokunaklı bir şekilde işlerken, okurlarını hem zengin bir maceraya davet ediyor hem de derin düşüncelere sürüklüyor.

1
BİR YETİM

Adını söylememize gerek olmayan bir şehirde bir düşkünler evi vardı. Gidecek yeri olmayan fakir insanlar bu kurumlara sığınıyorlardı. İşte Oliver Twist de bu korkunç yerlerden birinde doğmuştu.

Önce sağlıksız görünen bu bebeğin yaşayacağından şüphe edilmişti. Ama bebek nefes alıp ağlamaya başladı. Bunu duyan bebeğin solgun yüzlü annesi bitkin bir halde doğrulup, “Ölmeden önce bebeğimin yüzünü göreyim,” dedi.

Doktor bebeği annesinin kucağına verdi. Genç kadın onun alnına bir öpücük kondurduktan kısa süre sonra son nefesini verdi.

Oliver Twist’e bu tuhaf ismi düşkünler evinin müdürü Bay Bumble verdi. Çünkü düşkünler evinde doğan çocukları alfabetik olarak adlandırıyordu ve sıra T harfindeydi. Oliver on aylıkken yetimhaneye gönderildi. Buradaki çocuklara yeterince yemek verilmiyordu ve kıyafetleri de eski püsküydü.

Bu yüzden Oliver dokuz yaşına bastığında zayıf ve solgun bir çocuktu ama hayatta kalmayı başarmıştı. Doğum gününde, Bay Bumble onu yetimhaneden alıp yeniden düşkünler evine götürdü. Çocuğa burada çalışması ve bir meslek edinmesi gerektiğini söyledi. Arkadaşlarını geride bırakan Oliver’ın içine bir hüzün çökmüştü.

Düşkünler evi yoksullar için ne de uygun bir seçenekti doğrusu! Burada yaşayıp açlıktan yavaş yavaş ölmek ya da sokaklara düşüp açlıktan hemen ölmek arasında tercih yapabilirlerdi!

Burada sabahtan akşama kadar çalıştırılan çocuklara yalnızca birer kâse yulaf lapası veriliyordu. Oliver ve arkadaşları açlıktan çıldıracak hale gelmişlerdi artık. Hatta çocuklardan biri eğer kendisine daha fazla lapa vermezlerse arkadaşlarından birini yiyeceğini söylemeye başladı! Ona inanan çocuklar hemen bir toplantı düzenleyip nasıl daha fazla lapa alabileceklerini düşünmeye koyuldular. Sonuçta, daha fazla yiyecek isteme işi Oliver’ın başına kaldı.

O akşam Oliver elinde kâsesiyle aşçıya yaklaştı. Çekingen bir sesle, “Lütfen efendim,” diye kekeledi.

“Biraz daha lapa istiyorum.” Tombul ve güçlü kuvvetli bir adam olan aşçının beti benzi atmıştı. Şaşkınlıktan ağzı bir karış açılan adam bir süre Oliver’a bakakaldı.

“Ne?”

“Biraz daha istiyorum,” diye tekrarladı Oliver.

Adam birden kepçeyi Oliver’ın kafasına geçiriverdi! Sonra da oğlanı yaka paça sürükleyerek Bay Bumble’a götürdü.

Oliver bir hafta boyunca karanlık bir odaya kapatıldı. Bu sırada düşkünler evinin kapısına alelacele bir ilan asılmıştı. Oliver Twist’i yanına alıp çalıştıracak kişiye beş pound ödenecekti.

Sonuçta Oliver cenaze levazımatçısı Bay Sowerberry’nin yanına verildi. Levazımatçı uzun boylu, zayıf bir adamdı ve hep siyah kıyafetler giyiyordu. Köpekten arta kalan yiyeceklerin verildiği Oliver o gece dükkânda, tabutların arasında uyudu.

Sabah olduğunda dükkâna Oliver’dan biraz daha büyük bir çocuk geldi. Bu çocuk cenaze levazımatçısının diğer çırağı olan Noah Claypole’du. Ailesi fakir olduğu için sürekli itilip kakılan Noah, kendisinden de zavallı bir halde olan Oliver’a her fırsatta zorbalık etme fırsatını kaçırmıyordu.

Benzer İçerikler

Küçük Prens

yakutlu

Öteorman | Darren Simpson | Birazoku

yakutlu

Kurnaz Tilki | Johann Wolfgang Goethe

yakutlu

Sitemizin işlemesini sağlamak için teknik çerezler kullanılmaktadır. Çerezler hakkında detaylı bilgi almak için çerez aydınlatma metnini incelemenizi rica ederiz. Kabul Et Devamı

Privacy & Cookies Policy