Uçan Fare ile Hayalet Hayri – 2 Karla Karışık Olaylar | Beyza Akyüz


Yazar Beyza Akyüz ve çizer Gamze Erdoğan’ın düşlerinden taşıp kitap sayfalarına konan Uçan Fare ile Hayalet Hayri, ikinci serüvenleri Karla Karışık Olaylar ile yine doludizgin bir maceranın kapılarını aralıyor.

Dostluğun sınır tanımazlığına vurgu yapan bu neşeli roman, kendilerini gerçekleştirme yolunda birbirlerine kol kanat geren küçük bir çocuk ile yavru bir uçan farenin karşılaştıkları olayları ve dayanışmalarını konu ediniyor.

Dinamik kurgusuyla çizgi film tadında bir okuma deneyimi sunan Karla Karışık Olaylar, eğlenceli anlatımının satır aralarında; doğa sevgisi, kentsel dönüşüm, okul hayatı, sağlıklı yaşam, meslek seçimi gibi önemli konulara değinerek, küçük okurlarını düşündürüyor.

Şekerci dükkânındaki ilk karşılaşmalarından bu yana sıkı birer dost olan Uçan Fare ile Hayalet Hayri’nin attıkları her adım başlı başına bir maceradır. Uçan Fare’nin haşarılıkları yüzünden adı her geçen gün yeni bir olaya karışan Hayri yavaş yavaş “Hayalet” lakabını üzerinden atmaktadır. Felaketleri bir mıknatıs gibi üzerlerine çekme konusunda kimselerin ellerine su dökemeyeceği iki kafadar her seferinde kendilerini bambaşka bir maceranın tam ortasında bulur. Öyle ki; Uçan Fare’yi veli toplantısına girip velileri telaşa sürüklerken ya da Hayri ile birlikte leğenle karda kayak yapmaya çalışırken görmek işten bile değildir. Bu arada, beyin cerrahı olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Uçan Fare ilk bilimsel deneylerini yapmak üzeredir. Tabi iştahına söz geçirmeyi başarabilirse…

Çarpık yapılaşma, hızlı betonlaşma ve keyfi kentsel dönüşüm projeleri yüzünden yok olmaya yüz tutan mahalle kültürüne nostaljik göndermelerde bulunan bu samimi roman, okurlarını, geçmişten günümüze uzanan eski Balat sokaklarında keyifli bir gezintiye çıkarıyor.

Bölümler
Bölüm 1
Veli Toplantısı……………………………………………….7
Bölüm 2
Üstü Açık Araba………………………………………..22
Bölüm 3
Kremalı Beyin…………………………………………… 30
Bölüm 4
Dikenli Dev Canavar……………………………….41
Bölüm 5
Bademcik………………………………………………………54
Bölüm 6
Karla Karışık Olaylar……………………………….67
Bölüm 7
Ayrılık ……………………………………………………………79

Bölüm 1
Veli Toplantısı

Öğretmen, kapıda bekleyen velilerin çıkardığı gürültüden dolayı ders anlatamıyordu. Herkes kendi çocuğundan şikâyetçiydi, adeta birbirleriyle yarışıyorlardı; hangisinin çocuğunun daha haylaz olduğuna karar vermek oldukça zordu. Hayri okula gelmeden önce Uçan Fare’yi almak için şekerci dükkânına uğramıştı. Seher ablanın veli toplantısı hakkında söyledikleri de biraz kafasını karıştırmıştı: “Biliyorum, velilerinizin toplanması sizi biraz ürkütüyor,” demişti Seher abla. “Çünkü toplanan insanlar mutlaka birbirinden etkilenir, haklısınız. Öğretmen de toplantıya kadar gizli bir ajan gibi, öğrencileri gözlemleyip bilgiler toplar. Veli toplantısında da elindeki tüm gizli bilgileri ailelerle paylaşır. Dikkatli olun! Bir öğrencinin hayatı, veli toplantısından önce ve sonra diye ikiye ayrılır.

Fakat biliyorum, siz çocuklar, bu durumu en fazla bir gün önemsersiniz. Sonra da ajanlara, kurallara ve hatta disiplin kuruluna rağmen derste konuşmaya, teneffüste maç yaparken kavga etmeye, itişip koşarak merdivenlerden inmeye, defterinizin kenarlarının kıvrılmasını umursamamaya devam edersiniz.” Yılmaz ilk defa bugün neşeli değildi, bu toplantı meselesi onun da canını sıkmıştı. “Daha okul yeni açılmadı mı? Nereden çıktı bu veli toplantısı? Niye toplanıyorlar ki?” diyerek söylendi. Sonunda zil çaldı. Kapıdaki velilerin sesinden herkesin başı şişmişti. Uçan Fare biraz buruktu, keşke onun ailesi de toplantıya katılabilseydi. Ama bu mümkün değildi. Hayri, koridorun köşesinde tek başına duran annesini gördü. “Saklan hemen, annem burada.” “Tamam tamam, saklanıyorum.” Hayri’nin annesi, veliler toplantısı bitene kadar onu bahçede beklemesini söyleyip sınıfa girdi. Bu toplantı gerçekten kaygı vericiydi.

“Keşke öğretmenin benim hakkımda söyleyeceklerini duyabilseydim,” dedi Hayri. Uçan Fare, çantadan bir füze gibi hızla çıkardı kafasını. Bu tam ona göre bir işti. “Sen yeter ki iste! Sınıfta bir sıranın altında saklanır, ne konuştuklarını dinlerim.” Hayri isteğinin bu kadar çabuk gerçekleşmesi karşısında tedirgin oldu. “Bilmiyorum ki… Gerek yok, boş ver.” Uçan Fare her zamanki gibi ısrarcıydı. “Hadi ama Hayriii!” Hayri daha karar vermeden, Uçan Fare çantadan atladığı gibi sınıfa geri döndü. Hayri, “ya yakalanırsan…” demek için kafasını çevirdiğinde çoktan gitmişti.

Veliler, küçücük sıralara sığmakta zorlanmıştı. Bir devenin bir fare deliğine sığmaya çalışması kadar komik bir manzara vardı. Öğretmen masasına oturup, numara sırasına göre velilerle konuşmaya başladı. Uçan Fare de saklandığı yerden konuşulanları duymaya çalışıyordu. Allahtan kulakları yeterince, hatta fazla büyüktü. Öğretmen gıcır bir takım elbise giymiş olan Deniz’in babasından başladı:

“Deniz çok titiz, çalışkan hatta mükemmeliyetçi bir çocuk…” Baba pek bir gururlandı. “Ama bu mükemmeliyetçiliğini biraz azaltmasına yardımcı olursanız iyi olur, yoksa çocuk mutsuz olur,” diye devam edince, babanın yüzü biraz asıldı. Yılmaz’ın annesiyle devam etti: “Yılmaz arkadaş canlısı, girişken, yetenekli bir çocuk.” Annenin ağzı kulaklarına vardı. “Ama dersi pek dinlemiyor, sabahları da hep geç kalıyor,” diye tamamlanınca cümle, kulaklara doğru gerilen ağız da yeniden aşağılara, çeneye doğru indi. Uçan Fare, anne babaların çocuklarından şikâyet etmeyi çok sevdiğini, ama bir başkasının kendi çocuklarından şikâyet etmesini hiç sevmediklerini anladı.

Öğretmen de önce iyi şeyler sonra kötü şeyler söylüyordu; bu bir taktikti galiba. “Ama olmaz ki! Velilerin mutluluğunu kursağında bırakıyor,” dedi kendi kendine. Öğretmen, “Eveeet, gelelim Hayri’ye… Arkadaşları ona Hayalet Hayri diyor, biliyor musunuz?” diye başladı. Tıpkı Hayri gibi en arkada oturan annesi, belli belirsiz gülümsedi. “Hayır, bilmiyordum ama yerinde bir lakap olmuş.” Sabri Öğretmen bu cevaba biraz şaşırdı. Ama belli etmemeye çalıştı. Annesi de oğlu gibi biraz garip diye düşündü. “Hayri sessiz, sakin, pek konuşmayan hatta neredeyse hiç konuşmayan bir çocuk.

Öğretmenler sever  bu tipleri normalde. Ama ben biraz endişeleniyorum,” deyince öğretmen, herkes aynı anda Hayri’nin annesine baktı. Endişe kelimesi önemliydi. Kendi çocukları adına duydukları utançtan hemen çıkıverdiler. Daha ciddi bir durum vardı burada. Hayri’nin annesi soğukkanlılığını kaybetmeden, “Hayri bana benziyor sanırım. Konuşmaktan ziyade gözlemlemeyi seviyor,” dedi. Ama öğretmen ısrar etti. “Ben yine de bir rehber öğretmenle görüşmenizi tavsiye ediyorum. Belki birkaç test yapar.” Diğer velilerin gözleri kocaman oldu. Şükür ki kendi çocukları için test yaptırmaları gerekmiyordu. Hayri’nin annesi testlere inanmıyordu, o nedenle öğretmenin tavsiyesini dinlemeye pek niyeti yoktu ama sesini çıkarmadı. Söylenenleri daha iyi duyabilmek için öğretmen masasına tırmanan Uçan Fare’nin de gözü korkmuştu. İyi ki onun ailesi toplantıya gelmemişti. Öğretmen, onun için de neler derdi kim bilir. Uçan Fare bu kötü senaryoyu düşünürken arkasına saklandığı dünya küresini çeviren eli fark etmedi.

Hikâyenin bundan sonrası daha hızlı ve olaylı bir şekilde gelişti. Tıpır ile Kıpır’ın bilmiş annesi Uçan Fare’yi gördü, ortalığı ayağa kaldırdı. Küçücük, masum bir fare değil de sanki kocaman bir ayı görmüş gibi davranıyordu. Yangın alarmını bile çalıştırdı. Siren sesleri çalarken bütün veliler, öğrenciler panikle koşarak okulu boşalttı. Uçan Fare siren seslerinden ürküp bir deliğe saklandı. Tıpır’ın annesi olayı daha da büyütmeye niyetliydi. “Bu nasıl bir okul böyle? Hiç hijyen değil. Hemen belediyedeki tanıdıklarımı arıyorum. Buraya acilen Haşerat Timi göndermelerini isteyeceğim!” diye bağırıyordu.

Benzer İçerikler

Piç – Hakan Günday Online Kitap Oku

yakutlu

Bir Çırağın Öyküsü | Kemalettin Tuğcu

yakutlu

Unuttuğum Bütün Akşamlar | Ethem Baran

yakutlu

Sitemizin işlemesini sağlamak için teknik çerezler kullanılmaktadır. Çerezler hakkında detaylı bilgi almak için çerez aydınlatma metnini incelemenizi rica ederiz. Kabul Et Devamı

Privacy & Cookies Policy