Savrulmuş Çocuklar – Çocuk Şiirleri

ERKEN BÜYÜMÜŞ ÇOCUKLAR

Ankara pazarları cıvıl cıvıl

Çocuklar doldurmuş daracık ara yolları

Gözünün içini kolluyorlar insanın

Koca koca küfelerin altında ezik

İki yana sarkıyor körpecik kolları.

***

EVLÂTLIK

Ipıssız bir dağ köyünde
Öksüz ve yetim kalmıştı Elif
Evlâtlık verdiler bir kentliye
Gecesi gündüzü belirsiz
Çalışırdı Elif

Bebeleri avutur
Yatalak nineyi temizler
Dedeyi gezdirirdi sürekli
Ev toplama
Çarşı Pazar
Çamaşır bulaşık
Hep Elif’in sırtından geçerdi
Oyunlardan
Gezmeler tozmalardan uzak
Yarım uykular sıçrayışlı
Yerli yersiz dayaklar
Horlayışlı bakışlarla
Büyüyordu Elif

Upuzun günler yıllar geçti
Yaşlılık sardı bedenini
Çalkantılı yaşamı
Ona oldu salıncak
Ne kız oldu ne salındı
Ne de telli duvaklı gelin
İnsan yaşantısının akışında
Ateşlere yandı ancak
(1960)

SOKAK ÇOCUKLARI

Evsiz barksız çocukların
Sığındığı
Ey karanlık sokaklar
Ne olur incitmeyin onları
Açın ardına kadar kapınızı
Başına buyruk yel yepelek gelip
Barındığı bağrınızı

Yakınmasız eğlenirler gönüllerince
Oysa bencillikleri
Yağmalanmıştır özde
Hiç korkuları yoktur kıştan ve yazdan
Ne aş ne su ne ekmek
Umurlarında bile değildir sözde
Kaçıyor koşuyor korsanlar gibi
Boğuşuyorlar ayakta kalmak için
Türkü söylüyorlar
Kimi zaman bir ağızdan

Anadan yoksun babadan yoksun
Bir dirim sofrasından uzak
Korkuyu yenebilmek ve umuttur kolladıkları
Çıkmazların belirsizlik burgacında
Bir avuç sevgidir aradıkları
(1962)

UYU BEBEĞİM UYU

Körpe dünyana düşmesin gölge
Uyu bebeğim uyu
Korkular ölümler sarmasın yüreğini
Ilık sabah güneşleri öpsün yüzünü
Kimseler bölmesin gözlerindeki altın uykuyu
Anaların kolları yastık olsun başına
Uyu bebeğim uyu.

Güllerle donatayım beşiğini
Ninni bebeğim ninni
Nötronlardan öldürücü silâhlardan uzak
Kuştüyü yastıklardan yapayım yerini
Ninni minik bebeğim ninni.

Bırakın sürsünler saltanatlarını
Çözülüp kundaklarından tomurcuklar gibi
Yarınlara doğru uçan atlıkarıncalarda
Büyüsün kendi dünyalarında özgürce
Yolmayın bebeklerin kanatlarını.
(16.12.1978)

ERKEN BÜYÜMÜŞ ÇOCUKLAR

Ankara pazarları cıvıl cıvıl
Çocuklar doldurmuş daracık ara yolları
Gözünün içini kolluyorlar insanın
Koca koca küfelerin altında ezik
İki yana sarkıyor körpecik kolları.

Dimdik başını güç taşıyor kuru bir gövde
Kapandıkça iri gözleri sicim gibi terden
İkide bir sakınır kendini dönüp dönüp
Vızır vızır geçen taksilerden.

Sıcak ekmeklerin kokusu yayılır burnuna
Akşama evde bekleşirken kardeş bacı
Uzak bir anıdır oyunlar yeşillikler
Yanar bedeni ve yüreği katran acı.

Taşıdıklarını süzdükçe tok gözlerle
Dile gelmez aradaki yaşamın hesabı
Sendeleyip fırladı ayağından yırtık pabuç
Düştü hışırtıyla yere cebinden ders kitabı.
(1962)

Benzer İçerikler

Çatalın Neden Tadı Yoktur? | Devis Bellucci

yakutlu

Kız Kitabı; Her Şeyden En İyi Nasıl Olunur?

yakutlu

Martıya Uçmayı Öğreten Kedi | Luis Sepúlveda

yakutlu

Sitemizin işlemesini sağlamak için teknik çerezler kullanılmaktadır. Çerezler hakkında detaylı bilgi almak için çerez aydınlatma metnini incelemenizi rica ederiz. Kabul Et Devamı

Privacy & Cookies Policy