Ozan Beedle’ın Hikayeleri

Harry Potter serisiyle tanınan J. K. Rowling’den yepyeni bir kitap geliyor!

İlk yedi kopyasını Rowling’in el yazısıyla tamamladığı, resimlediği kitabın bu kopyalarından altı tanesi yazar tarafından Harry Potter’ın yolculuğunda kendisine eşlik eden altı kişiye hediye edilmiş. Sonuncunun geliri de Children’s High Level Group adlı hayır kurumuna verilmek üzere açık arttırmaya çıkarılmış. Bu kurum çocuk hakları ve zor durumdaki çocukların koşullarının iyileştirilmesi için çalışıyor. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de YKY tarafından yayımlanacak
Ozan Beedle’ın Hikâyeleri’nden elde edilecek gelir bu kuruma aktarılacak.

Serinin son kitabı olan Harry Potter ve Ölüm Yadigârları’nı okuyanların hatırlayacakları, kitapta büyük önem taşıyan, olayların aydınlanmasında kritik bir rol oynayan bir iç kitap Ozan Beedle’ın Hikâyeleri.

Ozan Beedle’ın Hikâyeleri, beş farklı hikâye içeriyor. Bildiğimiz masal kalıplarından ve klişelerinden uzak, mesajlarını Rowling’in alışıldık esprili üslubuyla veren, yazarın bütün kitapları gibi sadece çocukları hedef almayan bir kitap.

Harry Potter dünyasının en sevilen karakterlerinden biri, Hogwarts’ın efsanevi müdürü Albus Dumbledore’un notlarıyla zenginleşen kitap bir masal kitabı olarak, bu dünyayı hiç tanımayan kişiler tarafından büyük bir zevkle okunabileceği gibi Harry Potter hayranlarına çok tanıdık gelecek karakterler ve hikâyeler içeriyor, akıllarındaki bazı soruların cevaplarını veriyor.

İngilizcesi bütün dünyada 4 Aralık 2008’de satışa çıkacak olan Ozan Beedle’ın Hikâyeleri Ocak ayının ilk haftalarında Harry Potter kitaplarının usta çevirmeni Sevin Okyay’ın Türkçesiyle okurlarla buluşacak.

Giriş

Ozan Beedle’ın Hikâyeleri küçük büyücüler ve cadılar için yazılmış bir öyküler toplaması. Bunlar yüzyıllardır çok sevilen uyku öncesi öyküleri, o yüzden de Muggle (sihir kullanmayan) çocuklar için Külkedisi ve Uyuyan Güzel ne kadar tanıdıksa, Hogwarts’taki öğrencilerin çoğu için Zıplayan Çömlek ve İyi Talih Çeşmesi de o kadar tanıdık.

Beedle’ın hikâyeleri birçok bakımdan bizim masallarımızı andırıyor; örneğin erdem genellikle ödüllendiriliyor ve kötülük cezalandırılıyor. Öte yandan çok bariz bir fark var. Muggle masallarında kahramanın dertlerinin kökünde genellikle büyü vardır  kötü cadı elmayı zehirlemiştir, prensesi yüz yıllık bir uykuya sokmuştur ya da prensi korkunç bir canavara dönüştürmüştür. Ozan Beedle’ın Hikâyeleri’nde ise kendileri sihir yapabilen ancak sorunlarını çözmede bizim kadar zorlanan kahramanlarla karşılaşıyoruz. Beedle’ın öyküleri nesiller boyu büyücü anne ve babaların hayatın şu acı gerçeğini çocuklarına anlatmalarına yardımcı olmuştur: sihir, dert iyileştirdiği kadar derde de sebep olur.

Bu hikâyelerle Muggle benzerleri arasındaki bir başka kayda değer farklılıksa Beedle’ın cadılarının kendi kaderlerini ellerine almada bizim masa Harımızda ki kadın kahramanlardan çok daha etkin olmaları. Asha da, Altheda da, Amata da, Babbitty Rabbitty de upuzun bir şekerlemeye yatmak ya da birinin kayıp bir ayakkabıyı getirmesini beklemek yerine, kaderlerini kendi ellerine alan cadılar. Bu kuralın istisnası “Sihirbazın Kıllı Kalbi”ndeki adsız kız bizim masallardaki prenseslerimize daha benzer davranıyor ama hikâyesi “ve sonsuza dek mutlu yaşamışlar” diye sona ermiyor.

Ozan Beedle on beşinci yüzyılda yaşamıştı ve hayatının büyük kısmı bugün hâlâ bir esrar perdesinin arkasında. Yorkshire’da doğduğunu biliyoruz, bugüne kalan tek gravür ise bize onun çok gür bir sakalı olduğunu gösteriyor. Öyküleri görüşlerini doğru bir şekilde yansıtıyorsa, Muggle’ları hayli seviyor, onları kötü niyetliden ziyade cahil olarak görüyormuş; Karanlık Büyü’ye güvenmiyormuş ve büyücü türünün en fena aşırılıklarının zalimlik, duyarsızlık ve kibirle yeteneklerini kötüye kullanma gibi son derece insani özelliklerden geldiğine inanıyormuş. Onun öykülerinde başarıya ulaşan kahramanlar en güçlü sihre sahip kişiler değil, en çok iyi kalplilik, sağduyu ve beceri gösterenler.

Buna çok benzer görüşlere sahip bir günümüz büyü cüsü de elbette Merlin Nişanı Birinci Sınıf, Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu Müdürü, Uluslararası Büyücüler Konferedasyonu Yüce Şahsiyeti ve Büyüceşûra Baş Sihirbazı Profesör Albus Percival Wulfric Brian Dumbledore’du. Bakış açısındaki bu benzerliğe rağmen, Dumbledore’un vasiyetinde Hogwarts Arşivleri’ne bıraktığı çok sayıda evrak arasında Ozan Beedle’ın Hikâyeleri üzerine notlar bulmak şaşırtıcı olmuştu. Bu yorumları sadece kendi için mi yoksa gelecekte basılması amacıyla mı yazdığını hiçbir zaman bilemeyeceğiz; ancak, Hogwarts’ın şimdiki müdiresi Profesör McGonagall büyük bir iyi niyet göstererek Profesör Dumbledore’un notlarını burada, Hermione Granger’m masallardan yaptığı yeni çeviride yayımlamamıza müsaade etti. Profesör Dumbledore’un büyücülük tarihi üzerine gözlemler, kişisel hatıralar ve her öykü üzerine aydınlatıcı bilgileri de içeren yorumları gerek büyücü gerekse Muggle yeni bir nesil okurun Ozon Beedle’ın Hikâyeleri’ni anlamasına yardımcı olacaktır. Onu şahsen tanıyanların hepsinin inancı o ki Profesör Dumbledore bu projeye desteğini vermekten çok memnun olurdu, özellikle de tüm telif geliri seslerini duyurmaya muhtaç çocuklar için çalışan Children’s Hİgh Level Group’a bağışlanacağı için.

Profesör Dumbledore’un notları üzerine küçük bir ekleme yapmak doğru olur gibi görünüyor. Anlayabildiğimiz kadarıyla, bu notlar Hogwarts’ın Astronomi Kulesi’nin tepesinde gerçekleşen trajik olaylardan on sekiz ay kadar önce tamamlanmış. Son büyücüler savaşının tarihine aşina olanlar (örneğin Harry Potter’ın hayatının yedi cildini de okumuş olan herkes) Profesör Dumbledore’un bu kitabın son öyküsü hakkında bildiklerinden ya da şüphelendiklerinden biraz daha azını açığa vurduğunun farkına varacaktır. Atlamış olabileceği şeylerin altında belki de Dumbledore’un yıllar önce en sevdiği ve en ünlü öğrencisine gerçek hakkında söyledikleri yatıyor:

“Hem güzel, hem korkunç bir şeydir gerçek, çok özen ister.”

Ona katılalım ya da katılmayalım, belki Profesör Dumbledore’u gelecekteki okuyucuları kendisinin pençesine düştüğü ve sonunda feci bir bedel ödemesine sebep olan akıl çelici unsurlardan korumaya çalıştığı için mazur görebiliriz.

J. K. Rowling 2008

Dipnotlar Üzerine Bir Not

Profesör Dumbledore notlarını büyücü okurlar için yazmış gibi görünüyor, o yüzden de yer yer Muggle okuyucular için biraz açılması gerekebilecek terimlere ya da olgulara dair açıklamalar ekledim.

J. K. R.

BÜYÜCÜ VE ZIPLAYAN KAZAN

Bir zamanlar iyi kalpli bir ihtiyar büyücü varmış, sihrini komşularına yardım etmek için hiç esirgemeden ve akıllıca kullanırmış. Gücünün gerçek kaynağını açığa vurmak yerine de sanki bütün o iksirler, tılsımlar ve panzehirler “şans getiren kazanım” dediği küçük kazandan kullanıma hazır halde çıkıyormuş gibi yaparmış. Kilometrelerce uzaktan insanlar dertlerine şifa bulsun diye gelir, büyücü de memnuniyetle kazanını şöyle bir karıştırır ve her şeyi yoluna koyarmış.

Bu pek sevilen büyücü epey ileri yaşa kadar yaşadıktan sonra ölmüş ve tüm eşyalarını tek oğluna bırakmış. Bu oğul, iyi huylu babasından çok farklı bir mizaca sahipmiş. Sihir kullanamayan insanların beş para etmediğine inanırmış, sağlığında babasının komşularına sihir yoluyla yardımcı olmasına da sık sık karşı çıkarmış zaten.

Babanın ölümünün ardından oğul, eski kazanın içinde, üzerinde adı yazılı küçük bir paket bulmuş, içinde altın vardır umuduyla paketi açmış ama onun yerine yumuşak, kalın, ayağa giyilemeyecek kadar küçük ve öbür teki ortalıkta görünmeyen bir terlik bulmuş. Terliğin içinde bir parşömen parçasında şu sözcükler yazıyormuş; “Buna hiçbir zaman ihtiyacın olmaması ümidiyle, oğlum.”

Oğul, babasının yaşlılıktan sulanmış beynine veryansın edip terliği tekrar kazanın içine atmış ve bundan böyle kazanı çöp kovası olarak kullanmaya karar vermiş.

Tam da o gece bir köylü kadın, kapısını çalmış.

“Torunumun her yanını siğil bastı, beyim” demiş kadın. “Babanız o eski kazanda özel bir lapa yapardı…”

“Defol!” diye haykırmış oğul. “Senin veledinin siğillerinden bana ne?”

Ve kapıyı yaşlı kadının suratına çarpmış.

Anında mutfağından bir tangırtı, bir patırtı gelmiş. Büyücü asasını yakıp kapıyı açmış ve hayretler içinde, karşısında babasının eski kazanını bulmuş: Kazan, altından tek bir pirinç ayak bitmiş halde orada, mutfağın ortasında zıp zıp zıplıyor, iri döşeme taşlarının üzerinde korkunç bir ses çıkarıyormuş. Büyücü şaşkınlıkla kazana yaklaşmış ama onun bütün yüzeyinin siğillerle kaplanmış olduğunu görünce telaşla gerilemiş.

“İğrenç nesne!” diye haykırmış ve kazanı önce Kaybetmeye, sonra sihirle temizlemeye, en sonundaysa zorla evden dışarı çıkarmaya çalışmış. Ancak büyülerinden hiçbiri işe yaramamış, kazanın zıplaya zıplaya peşi sıra mutfaktan çıkmasını ve her bir ahşap merdivende tangırdayıp tungurdayarak onu yatağına kadar takip etmesini de engelleyememiş.

Büyücü başucundaki siğilli eski kazanın tangırtısından bütün gece uyuyamamış. Kazan ertesi sabah da ısrarcı bir şekilde büyücünün peşinden hop hop kahvaltı masasına gitmiş. Tangır, tangır, tangır diye zıplamaya devam ediyormuş pirinç ayaklı kazan ve daha büyücü yulaf ezmesine başlamadan bir kez daha kapısı çalmış.

Kapıda yaşlı bir adam duruyormuş.

“İhtiyar eşeğim için geldim, beyim” diye açıklamış adam. “Kayboldu gitti, yahut çalındı. Onsuz mallarımı pazara götüremem, bu akşam ailem aç kalacak.”

“Ben ise şimdi açım!” diye gürlemiş büyücü ve ihtiyar adamın yüzüne kapıyı çarpmış.

Tangır, tangır, tangır ediyormuş kazanın tek pirinç ayağı zeminde, ama şimdi patırtısına bir de kazanın de…

Benzer İçerikler

Sakız Kızın Günleri | Sevim Ak

yakutlu

Horoz Adam ve Korsan

yakutlu

Kenya’ya Yolculuk | Gülten Dayıoğlu

yakutlu

Sitemizin işlemesini sağlamak için teknik çerezler kullanılmaktadır. Çerezler hakkında detaylı bilgi almak için çerez aydınlatma metnini incelemenizi rica ederiz. Kabul Et Devamı

Privacy & Cookies Policy