“Antarktika gezisi benim için kısa süreli de olsa, bambaşka bir boyuta gidip gelmek gibiydi.”
Gülten Dayıoğlu göz kamaştırıcı bir gemi yolculuğuyla gizemli buzullar kıtası Antarktika ve ateş toprakları Patagonya’ya gidiyor. Tepede uçuşan albatros kuşları, dev buzdağları, Macellan penguenleri… Kaynar suyun bile yere düşmeden donduğu bu soğuk ama büyülü coğrafyada yine çok şaşırtıcı, az ürkütücü ve gerçekten gizemli bir yolculuk bizleri bekliyor.
İçindekiler
BREZİLYA, RIO DE JANEIRO • 30
Sonunda Gezgin Kafilesiyle Buluştuk • 36
Yüzen Saraya Hoş Geldiniz • 44
URUGUAY, MONTEVIDEO
MUTLU İNSANLAR ÜLKESİ • 58
Casa Pueblo (Halk Evi) Gezisi • 63
Punta Del Este • 71
Antarktika Sanki Yeryüzünde Başka Bir Boyut • 74
Amundsen ile Scott’ın Amansız Yarışı • 79
Gemiyi Kaçırmak Üzereyiz • 83
ARJANTİN, BUENOS AIRES • 85
Evita’nın Cesedi Çalınıyor • 89
Gemideki Yaşam Çok Renkli • 96
GEMİMİZ HIZLA BUZULLARA
DOĞRU YOL ALIYOR • 105
Falkland Adaları • 106
Elephant Adası • 107
Yeni Yıl Partisi Göz Kamaştırıcıydı • 109
Paulet Adası • 112
Gemide Salgın Hastalık Başladı • 115
Esperanza Limanı – Antarktika’da Doğan İlk Bebek • 116
Ölümü Yenen Denizcilerin Barınağı
Hope (Umut) Körfezi • 116
ARTIK ANTARKTİKA’DA BUZDAĞLARININ
ARASINDAYIZ • 119
Burada Geceler Çok Kısa Sürüyor • 122
Buz Kıta Nasıl Oluştu? • 123
Buzullarla Kaplı Dağlar ve Buzdağları Arasında Yavaş
Yavaş Yol Alıyoruz • 125
Albatros Kuşları Tepemizde Uçuşuyor • 126
Antarktika’da Su İki Halde Bulunuyor • 129
Deception Adası • 131
Antarktika’da Kışın Hiç Güneş Doğmuyor • 132
Palmer Limanı, Amerikan Araştırma İstasyonu • 134
Korktuğumuz Başımıza Geldi • 136
Gemide Bir Yolcu Öldü, Morga Kaldırdılar • 138
Palmer Araştırma İstasyonu’ndan Gelen Seçkin Bilimcilerle
Buluşuyoruz • 139
Buzul Cennetine Hoş Geldiniz • 141
Peterman Adası • 144
Cape Horn, Fırtınalar Burnu • 147
Puslu Kıyılar İnsanı Büyülüyor • 151
ATEŞ TOPRAKLARI PATAGONYA (TIERRA DEL
FUEGO PATAGONIA) • 152
Büyük Kâşif Macellan • 153
Ushuaia, Arjantin: Sekiz Günden Beri İlk Kez Karaya
Ayak Basıyoruz • 156
Ushuaia, Dünya’mızın En Güneyindeki Kent • 158
Otların Üstünde Yuvarlanıyorum • 158
Dünya’nın En Güney Ucuna Gelişimizi Kutluyoruz • 160
Buzul Şelaleleri • 162
Meğer Dünya’mız Ne Güzel Bir Gezegenmiş • 165
Uyuşturucu Bağımlısı Genç, Annesi ve Babası • 167
Punta Arenas, Penguen Barınaklarına Gidiyoruz • 169
Çevremizde Binlerce Macellan Pengueni Var • 171
Punta Arenas’a Bir Daha Gelmek İsteyen Ne Yapar? • 174
Büyüleyici Buzul Şelalesi Amelia • 177
Darwin Kanalı’ndan Geçiyoruz • 179
Puerto Montt • 181
Gemiden Gelen Son Motorun Son Yolcusu • 182
Petrohué Şelaleleri de Gözlerimizi Kamaştırıyor • 184
Balina Sürüsüyle Şenleniyoruz • 187
Siz Hiç, Bir Çift Gökkuşağı Gördünüz mü? • 188
Ve İşte Son Limana da Ulaştık: Valparaíso • 189
Şili’nin Başkenti Santiago’ya Geldik • 191
Sokaklarda Kaybolmayı Çok Seviyorum • 195
And Dağları’na da Âşık Oldum • 197
Atatürk’ün Heykeli Önünde İstiklal Marşımızı
Söylüyoruz • 199
Üzüm Bağları Yeşillik Denizi Gibi • 202
Müzedeki Ceset • 207
HER GİDİŞİN BİR DÖNÜŞÜ VAR • 212
Gezinin Antarktika Bölümü, Bambaşka Bir Boyuta Gidip
Gelmek Gibiydi • 213
FOTOĞRAFLAR • 217
Gezi tutkunu sevgili dostlarım merhaba! Yine bize yol göründü. Sizlere gezi tutkunu dememi yadırgamayın. Eğer öyle olmasa elinizdeki gezi kitabını okumaya girişir miydiniz? Onuncu gezi kitabım olan, Güney Pasifik Adaları’na Yolculuk’tan bu yana, sizlerden ayrı kalmıştık. O kitabın sonunda okurlarıma, yeni gezilerde buluşmak dileğiyle veda etmiştim.
Aynı zamanda sizleri, Güney Pasifik Adaları’nın çileli ve duygusal yerlileri olan Maori’lerin selamıyla selamlamıştım: Maytay dostlarım, maytay!.. İşte, yeniden karşı karşıyayız. Şimdi, yine çok büyük, çok görkemli ve gerçekten gizemli bir yolculuğa çıkıyoruz. Nereye gittiğimizi merak etmeye başladınız değil mi? Hemen açıklayayım:
Güney Kutbu’ na gidiyoruz. Bu kez, aman sız fır tı na la rın, ozon deliğinden akıp gelen zehir yüklü ışınımların hüküm sürdüğü gizemli buzullar kıtası ANTARKTİKA’yı gezeceğiz. Yü zöl çü mü yak la şık 14 mil yon met reka re olan bu kı ta da, ül ke ler yok. Ulus lar da yok. An tark ti ka’da öte ki kı ta lar da ol du ğu gi bi sı nır lar da bu lun mu yor. Kıta yüzeyinin yüzde doksan dokuzu buzullarla kaplı. Kıtanın ortalarında 4884 metre yüksekliğinde, buzul katmanlarından oluşan bir dağ bulunuyor. Antarktika’daki buzullar, tüm dünyadaki buz kitlesinin yüzde doksan dokuzunu oluşturuyor. Kıtayı örten buz katmanları öylesine kalın ve ağır ki! Buzul kitlelerinin altında bulunan ana kara, bu ağırlık nedeniyle yer yer deniz yüzeyinin altına çökmüş durumda. Görkemli duruşlarıyla insanı büyüleyen bu buzullar, dünyadaki tatlı su kaynaklarının yüzde yetmişini oluşturuyor.
Bilimciler, buradaki buz katmanlarının erimesi durumunda, okyanusların su seviyesinde büyük bir yükselme (60-70 metre) olacağını belirtiyorlar. Bu demektir ki böyle bir olay gerçekleşirse yeryüzündeki kıyı kentleri ve pek çok ada, sular altında kalacak.
Her ne kadar bu kıtada ülkeler ve uluslar olmasa da uluslararası telefon kodu var: + 672.
Birdenbire, şaşırtıcı bilgilerle üzerinize yağmur gibi yağdım. Ama ben de bu bilgiler eşliğinde Antarktika’yı gezerken şaşırmak bir yana, birçok kez kamçı yemiş gibi sarsıldım. Gördüklerim, duyduklarım bazen gökkuşağının ışıltılı renkleriyle, bazen de kasırga sertliğiyle varlığımı kuşattı.
Şimdi sizlere, bu göz kamaştırıcı geziyi en başından; acı, tatlı, gülünç, şaşırtıcı, düşündürücü ve ürkütücü yönleriyle anlatmaya başlıyorum. Sevgili gezi dostlarım, Antarktika kıtası aslında Birleşmiş Milletler tarafından sit alanı olarak ilan edilmiş. Bu yüzden oraya, öyle ulu orta, her canı isteyen gezi yapamıyor. Bize verilen bilgiye göre, yılda sadece yirmi beş bin kişiye bu kıtayı gezme izni veriliyor.
Zaten, buzulların arasında gemi ile gezme mevsimi çok kısa. Bu yüzden iki, en fazla üç aylık sürede, transatlantikler buralara gezgin getiriyor. Demem o ki, sizler de bu yirmi beş bin gezginden biri sayılırsınız. Bu kıta, sadece büyük gemilerle geziliyor. Ancak gemiye binebilmek için (Türkiye’den) uçakla kıtaları ve okyanusları aşarak uzun bir yolculuk yapmak gerekiyor. Bu nedenle öncelikle uçağa buyrun.
Ancak, uçağa binmeden önce, kısacık da olsa yol hazırlığından söz etmekte yarar var. Gezi kitaplarımı okuyanlar bilir, eşimle birlikte dünyanın büyük bir bölümünü gezdik. Her gezinin hazırlık aşaması ve heyecanı başka oluyor. Hindistan ve Nepal’e Yolculuk kitabında hazırlıkları ayrıntılarıyla anlatmıştım. Oralara giderken bulaşıcı hastalıklara karşı, birkaç çeşit aşı yaptırmıştık. Antarktika için aşı gerekmiyor. Ancak geziyi düzenleyen şirket, kalın giysiler almamızı öneriyor. İlk iş olarak valize, en kalın kışlıkları yerleştiriyoruz. Elbette ilaçlarımız da hemen valizin başköşesine konuluyor.
Ne var ki kalın giysilerin yanında, yazlık giysiler de gerekiyor. Çünkü gemiye yerleşmeden önce, birkaç gün Güney Amerika’da, Rio de Janeiro’da konaklayacağız. Aralık ayının son haftasındayız. İstanbul’da kışı yaşıyoruz. Ancak daha önceki deneyimlerimizden aralık ayında Brezilya’da yaz sıcaklarının yaşandığını biliyoruz. Birkaç mevsimin yaşandığı geziler için valiz hazırlamak, gerçekten çok zor oluyor. Bir de ben, malım başımın altında olsun diyenlerdenim. Şaka bir yana, ev yaşamımda, elimin altında olan pek çok şeyi gezilerde de istiyorum. Kötü bir huy olduğunu biliyorum ama ne yapayım, böyleyim işte.
Gezi hazırlığı başladığında eşimle bu yüzden sık sık tartışırız. O çok rahat bir insan. Bavul hazırlarken fazla ince eleyip sık dokumuyor. Elbette, gezi sırasında bu kaygısızlığı nedeniyle zorluklar yaşadığı oluyor ama onları da pek dert etmiyor. Bazen, bu tür zorlukları yaşamasını istemediğim için ondan gizli, bazı eşyalarını bavula koyuyorum. Gezi sırasında dara düşünce ortaya çıkarıyorum. O zaman mal bulmuş Mağribi gibi sevinip teşekkür ediyor.