Bu okulun yönetiminde çocukların da söz hakkı var!
İnan Vakfı 29 Şubat Ortaokulu için yeni bir dönemin başlangıcıdır. Pırr diye uçup giden eski müdürün yerine yenisi aranmakta, internet üzerinden başvurular yağmaktadır. Ancak, okulun vizyon sahibi yönetim kurulu başkanı Akın Bey’in, karar süreciyle ilgili dâhiyane bir fikri vardır: Seçim için oluşturulacak yedi kişilik kurulda, yönetimden üç, öğretmenlerden ise iki kişi bulunacak, kalan iki kişi ise öğrencilerden seçilecektir!
İşte böylesi demokratik bir okul ortamında eğitim gören Esin için, şu sıralar hayat her zamankinden çok daha heyecanlıdır, çünkü o da kurula seçilmiştir… Eğitim sisteminde emsal teşkil edecek bu yeni oluşumun bir parçası olduğu için hem çok gururlu hem de çok sevinçlidir. Oysa, bilmediği mini minnacık bir ayrıntı vardır: Adayların arasında babası Bora Bey de yer almaktadır! Peki, babası bu zorlu yarış için mücadele verirken Esin tarafsız kalıp adil davranabilecek midir?..
Duyarlı yazar Mehmet Atilla’nın ezber bozan hikâyesi ve genç ressam Doğa Can Ertürk’ün gerçekçi çizimleriyle dikkat çeken Gülmeyi Bilen Müdür Aranıyor, Tudem’in, okumaya isteksiz ve okuma güçlüğü çeken çocuklar için özel olarak hazırladığı SEN de OKU koleksiyonunun Türk yazarlar serisindeki yerini alıyor.
Yetişkinlerin dünyasına ait önemli bir olayı çocukların gözünden başarıyla aktaran bu ilgi çekici roman, seçme ve seçilme kavramları üzerine düşündürüyor.
Kimilerine göre “ütopik” olarak tanımlanabilecek bir konuyu son derece inandırıcı bir kurguyla sayfalarına taşıyan Gülmeyi Bilen Müdür Aranıyor, günümüzün yoğun küresel “seçim atmosferine” tanıklık eden çocuklara, etik değerlerle ilgili önemli mesajlar vermeyi de ihmal etmiyor.
Sözcüklerle mücadele eden çocuklar; Esin ve babası Bora Bey’in zorlu karar süreçlerine ortak olurken, merak uyandırıcı bir maceraya dalarak okuma sevgisi kazanıyor!
Kelimelerle mücadele eden çocuklar, SEN de OKU koleksiyonu ile okuma sevgisi kazanıyor!
Tudem’in, okumaya isteksiz ve okuma güçlüğü çeken çocuklar için özel olarak hazırladığı SEN de OKU koleksiyonu, kitapları eğlenceli kılan bir okuma deneyimi vadediyor.
SEN de OKU koleksiyonu, kitaplara mesafeli duran çocukların rahat okuyabilecekleri metinsel ve fiziksel özelliklere sahip, ilgilerini çekecek güncel konulara ve temalara değinen resimli kitaplardan oluşuyor.
Sade, kolay anlaşılır dili; okuma akışına yardımcı olması için özel olarak tasarlanmış yazı tipi; göz yorgunluğunu azaltıp, metnin rahat algılanmasını sağlayan hafif renklendirilmiş kalın kâğıdı ve rahat okumayı üst düzeye taşıması için harfler, satırlar, paragraflar arası geniş boşluk kullanımıyla fark yaratan SEN de OKU koleksiyonu, okumaya isteksiz ve okuma güçlüğü çeken çocukları kitapların renkli dünyasıyla buluşturuyor.
İlk okuma seviyesinden başlayarak kolaydan zora doğru aşama aşama ilerleyen bir okuma yelpazesi sunan SEN de OKU koleksiyonu, çocuklara okuma zevkini yaşatıp onları yetkin okur olma yolunda cesaretlendiriyor.
İlgi yaşı ve yıldızlarla belirtilen okuma seviyesi bilgileri sayesinde, çocuklarına uygun kitap seçiminde kararsız kalan ebeveynlere kılavuzluk edecek SEN de OKU koleksiyonu, yeni kitaplarla zenginleşmeye ve büyümeye devam edecek!
Birinci Bölüm
Çok Önemli Biri Geliyor
İnan Vakfı 29 Şubat Ortaokulunun servis aracı, sokağın ortasında durdu. Kapı açıldı. Yarı şaka yarı ciddi bağrışmalar arasında Esin indi. “Güle güle Esin.” “Evdekilere selam söyle Esin.” “Bastığın yere dikkat et, tamam mı?” Kimine el sallayarak, kimine dil çıkararak karşılık verdi Esin.
Apartmanın giriş kapısına koşar adımlarla gitti. Zile bastı. Heyecanlı olduğu her hâlinden belliydi. Asansöre girdi. Altıncı katın düğmesine dokundu. Yukarı çıkar çıkmaz annesinin bakışlarıyla karşılaştı. Mine Hanım her zamanki gibi kapıyı aralamış, bekliyordu. “Hoş geldin güzelim.” “Hoş bulduk anne! Sana öyle bir haberim var ki kulaklarına inanamayacaksın.” “Dur kızım, önce içeri gir. Bu ne telaş!” Esin annesine hak verdi aslında. Fakat saatlerdir içinde tırmanan coşkuyu dizginlemekte de zorlanıyordu. Neyse, tuttu kendini. Ayakkabılarını çıkardı.
Kabanı, ceketi, çantayı bir yerlere attı. Salona
geçti. Sonra birden geriye döndü, annesinin
gözlerinin içine baktı. Heykel gibi durdu.
“Eee, söyle bakalım… Neymiş bu haber?”
“Sor diye bekliyorum anne.”
“Sordum işte.”
“Sordun ama geciktin biraz.”
Mine Hanım gülümsedi. “Tamam, şimdi
soruyorum. Ne oldu?”
Esin sözcükleri tek tek sıraladı:
“Şu anda… karşınızda… çok önemli… biri var! Dikkatinizi çekerim!”
Annesi bir şey anlamadı, ancak bozuntuya da vermedi. Mademki Esin, getirdiği haberin tadını çıkarmak istiyordu, ona ayak uydurmaya karar verdi. “Çok önemli biri… Karşımda… Yani, sen?” “Evet. Beğenemedin mi?” “Yoo, beğenmesine beğendim de niye önemlisin acaba? Bir de onu söylesen…” “Söyleyeceğim,” dedi Esin. “Önce şuraya oturalım da…”
Karşılıklı oturdular. Annesi de meraklanmıştı doğrusu. ‘Gene bir şey yumurtlayacak bu, hadi hayırlısı…’ diye geçirdi içinden.
“Bizim müdür pırrr diye uçtu gitti,
biliyorsun,” dedi Esin.
“Biliyorum.”
“Müdürsüz okul olmaz, onu da biliyorsun.”
“Evet, biliyorum.”
“Demek ki bize yeni bir müdür lazım.”
“Kızım, ne söyleyeceksen söyle Allah aşkına! Lafı dolandırıp durma.” “Tamam, tamam. Dolandırmıyorum ve dosdoğru söylüyorum. Bugün Akın Bey çağırdı beni…” “Akın Bey? Şu, mor gözlüklü olan. Yönetim kurulu başkanıydı o, değil mi?”
“Bildiniz. Ta kendisi.”
“Ne istiyormuş?”
“Şöyle anlatayım,” diye başladı Esin.
Gözleri, şımarık bir kedininki gibi parlıyordu. Mine Hanım bunu da görmezden geldi. Gülümsemesini sürdürdü, niye gülümsediğini kendisi de bilmiyordu.
“Akın Bey dedi ki, okulumuza müdür olmak isteyenlerin başvuruları bugün başlamış. Adaylar internet üzerinden başvuracaklarmış. Diyelim ki on kişi başvurdu. Hangisinin müdür olacağına bir kurul karar verecekmiş.” “İyi ama niye anlatıyor ki bunları sana? Okulu sen mi satın aldın?” “Dur, söyleyeceğim.” “Durdum.” “Bu kurulda yönetimden üç, öğretmenlerden iki, öğrencilerden de iki kişi olacakmış. Kaç etti?”
…