Kurabi’ye Uçan Omlet | Niran Elçi


Cimcime Civciv’le eğlenceye devam…

Esmer teni, kıvırcık saçları, kısacık boyu ve cin bakışlarıyla Cemile Civciv, nam-ı diğer Cimcime yeniden aramızda!

Sevimli kahramanımız Cimcime, yeni macerasında, yepyeni bir dost edinmenin heyecanı içerisinde: Ablası Nazlı’nın matematik öğretmeninin haylaz köpeği Kurabi, hafta sonu için iki günlüğüne Nazlıların evine konuk geliyor. Cimcime ve Kurabi bu durumdan memnun, ancak Nazlı biraz tedirgin. Ne de olsa ev halkından kimsenin bu ziyaretten haberi yok!

Yoğun işleri nedeniyle hafta sonunu da işte geçiren bir anne, elinde gazetesi sürekli uyuklayıp duran yorgun bir baba, odaya kilitlenmiş haylaz bir kedi ve tuvalet ihtiyacını giderecek yer arayıp duran bir köpeğin bulunduğu bir ev ortamında yaşanan olaylarla, Cimcime ve ablası nasıl başa çıkacaklar dersiniz? Tahmin ettiğiniz üzere, o hafta sonu evde işler karışacağa benziyor. Üstüne bir de torunlarını görmek için kızların anneannesi Münevver Hanım eve gelince ortalık hepten kızışıyor…

Koşuşturan hayvanlar, hodanlı börekler ve uçan kaçan yumurtalarla dolu bu öyküde, Cimcime yalnızca kendisine değil, tüm ailesine ve Kurabi’ye nefis bir kahvaltı hazırlayacak.

Ne dediler:
“Ben yaptım diye demiyorum, omlet nefis olmuştu doğrusu.” Cimcime Civciv
“Hiç de böyle olmadı bi’kere. Aslında bütün işi ben yaptım…” Nazlı Civciv
“Hodanlı börek sevmeyen bütün çocuklar için eğlenceli ve eğitici bir öykü.” Müzeyyen Hanım (anneanne)
“Hav hav. Havhavhavhav…” İsmi belirsiz bir misafir köpek
“MıırraaaAAAvvvvvv….” Kedi Köfte
“Bu kitabı okuduktan sonra hodanlı böreğin aslında ne kadar lezzetli olduğunu anladım. Ama hodanın ne olduğunu hala bilmiyorum.” Bir okur

“Kızlar, ben geldim,” dedi Gönül Hanım.
“Hav!”
“Cimcime! Bu köpek nereden geldi?”
“Sen zaten hiç köpek sevmiyorsun!” dedi Cimcime.
“Evde köpeğin ne işi var?”
“Miyav! Miyav! Miyav!” diye ağladı kedi Köfte kapatıldığı odadan.
“Kızım, evde köpek
besleyemeyiz! Neden getirdin
bu köpeği eve?” dedi
annesi.
“Zaten hep beni
suçlarsın!” dedi Cimcime.
“Mıyk!” diye sızlandı
köpek.
“Hemen gidecek bu köpek!”

“Hayır!”
“Cimcime!”
“Gel Kurabi! Odama gidelim,” dedi Cimcime.
“Kim?” dedi Gönül Hanım.

Gönül Hanım antrede tek başına durdu ve Cimcime’nin odasının kapısına baktı. “Bunu son günlerde çok sık yapıyorum,” diye mırıldandı kendi kendine. Cimcime’nin odasının kapısına bakmasından bahsediyordu. Günlerden cumaydı. İşten çıkıp koşa koşa eve gelmişti. Evrak çantası, bu akşam okuması gereken evraklarla doluydu, çünkü hafta sonu çalışması gerekecekti, müşterileri toplantı yapmak için hafta içinde zaman bulamamıştı ve onlar için toplantıdan önce sunum hazırlaması gerekiyordu. Daha yemek yapmamıştı. Çocuklar birazdan acıkırdı. Gönül Hanım’ın annesi Münevver Hanım hafta sonunda ziyarete gelecekti, bu yüzden evi de biraz toparlaması, temizlemesi gerekiyordu, çünkü her cuma temizliğe gelen Ayşe Hanım bugün oğlunun veli toplantısı olduğundan gelememişti… Bunca işi düşünmek Gönül Hanım’ın başını ağrıtıyordu. “Hav!” dedi köpek Cimcime’nin odasından. Bir köpek eksikti. Köpek çekecek hali yoktu. “Miyav!” diye ağladı Köfte yatak odasından. Gönül Hanım içini çekti.

O daha ayakkabılarını çıkarmadan kapı çalındı. Gönül Hanım otomatiğe bastıktan sonra ayakkabılarını, ceketini çıkardı, çantasını astı.
Mehmet Bey asansörden indi.
“Harika bir fikrim var!” dedi Gönül Hanım’a heyecanla, selamlaşmayı bile unutarak. “Ne dersin, bu akşam çıkıp çay bahçesinde oturalım mı? Hava çok güzel, açık
havanın tadını çıkaralım biraz.”
Gönül Hanım ona bakakaldı. Evde bir ton iş beklerken çay bahçesine gitmek?
“Mehmet!” dedi, taşmak üzere hazır bekleyen sabrına hakim olarak. “Canım burnumda zaten! Bir de çay
bahçesi çıkarma başıma!”
“Hav!” dedi köpek.
“Miyav!” dedi kedi.
“Efendim?” dedi Mehmet Bey.
“İşim var, diyorum.”
“Bu ses ne?” dedi Mehmet Bey.

Cimcime’nin odasının kapısı açıldı ve Cimcime koşarak kapıya geldi. “Hoş geldin babacığım! Bak Kurabi bizim oldu!” “Kim?” dedi Mehmet Bey. “Bizim olmadı bir kere,” dedi Nazlı, kendi odasından çıkarak. “Yalnızca hafta sonu kalacak.” “Hayır!” dedi Cimcime öfkeyle. “Beni çok sevdi, benimle kalacak!” “Tamam işte, köpeği de çay bahçesine götürürüz,” dedi Mehmet Bey, Gönül Hanım’a dönerek. Köpek dahil herkes Gönül Hanım’a döndü ve bir sessizlik oldu. Daha doğrusu, yatak odasına kapatılmış olan kedi durmaksızın, acı acı miyavlıyor olmasa bir sessizlik olacaktı.

“Bakın,” dedi Gönül Hanım. Öfkelenip bağıracak gücü kalmamıştı ve omuzları çökmüştü. “Babanızla ben üstümüzü başımızı değiştirelim, ellerimizi yıkayalım ve salonda buluşalım, olmaz mı?” “Oley!” dedi Cimcime. “Sana annemin izin vereceğimi söylemiştim işte!” “Saçmalama bücür,” dedi Nazlı. “İzin vermedi daha.” “Tamam işte. Daha izin vermedi. Ama verecek.” “Hav!” dedi köpek, kuyruğunu sallayarak.

Gönül Hanım ev kıyafetlerine bürünüp, elini yüzünü yıkayıp, yatak odasından kaçmış olan kediyi yakalayıp, tekrar odaya kapatıp… Yorgunluk içinde salondaki kanepeye çöktüğünde, Mehmet Bey kızları çağırdı. Nazlı isteksizlik içinde salona girip bir koltuğa çöktü. Cimcime sevinçle seke seke geldi. Yere, köpeğin yanına oturdu, kolunu onun omzuna attı. “Çok tatlı bir köpek,” dedi neşeyle. “Söylediğim her şeyi anlıyor!” Mehmet Bey de karısının yanına oturdu. “Şimdi,” dedi Gönül Hanım sabırsızlıkla, “lütfen bana neler olduğunu anlatır mısınız?” “Şey…” dedi Nazlı. “Mamasını ve suyunu verdim! Ama daha tuvalete çıkarmamız lazım!” dedi Cimcime heyecanla. “Cimcime!” diye uyardı anneleri. “Lütfen ablana izin ver.”

 

Benzer İçerikler

Abum Rabum – İskender Pala – Online Kitap Oku

yakutlu

Seni O Sanmıştım | Bige Bilgen

yakutlu

Komplo Çemberi – Maggie Hall – Online Kitap Oku

yakutlu

Sitemizin işlemesini sağlamak için teknik çerezler kullanılmaktadır. Çerezler hakkında detaylı bilgi almak için çerez aydınlatma metnini incelemenizi rica ederiz. Kabul Et Devamı

Privacy & Cookies Policy