Y KUŞAĞI
1980’den sonra doğdular, 2003’te pabuçları dama atıldı, hatta öncesinde, 1994 yılında milenyum kuşağı tarafından tehdit edildiler, büyüdüler, 80’lerde çocuktular, 90’larda ergen, bugünün tüketicisi, seçmeni, yöneticisi ve karar vericisi oldular.
Onlar Y kuşağı. Dünyada bilgisayarın yaygınlaşmaya başladığı dönemde doğdular, Türkiye’deki nesil televizyonda tek kanallı dönemi hayal meyal hatırlasa da hepsi, özel radyoların açıldığı günkü heyecanı biliyor. Berlin Duvarı’nın yıkılışına, Sovyetler’in dağılmasına, Amerika’nın Irak’ı işgal ettiği ve televizyondan naklen yayınlanan Körfez Savaşı’na tanık oldular çocuk yaşlarda. Kimisi hem anadolu lisesi hem üniversite giriş sınavının iptal edildiği yıllarda sınava girdi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın görev başındayken ölümü üzdü bu kuşağı. Türkiye’de bir kadının başbakan olması ise heyecanlandırdı. Ekonomik belirsizlikler, koalisyon hükümetleri, birkaç aylık ömrü olan kabineler, en ufak olaya duyarlı ekonomi, Y kuşağının geleceğe bakışını olumsuz etkiledi. Radyasyonlu çay, ihraç fazlası olduğu için okullarda dağıtılan fındık, onların çocukluğunda ülkeye giren McDonald’s, beslenme anılarını ve alışkanlıklarını etkiledi.
Onlar aynı zamanda Türkiye’nin kabuğunu kırıp dünyaya açıldığı döneme yetiştiler. Her gün yeni bir şarkıcının piyasaya çıktığı, Michael Jackson ve Madonna’nın listeleri kasıp kavurduğu, özel televizyon ve radyoların tüketim kültürü ve alışkanlıkları değiştirmeye başladığı yıllarda şekillendi karakterleri. Televizyondaki dizi kahramanlarını örnek aldılar, müzik kanallarındaki klipleri taklit ettiler, geceyarısından sonra başlayan erotik yayınları aileden gizli izlemek için binbir türlü yola başvurdular.
Türkiye ve dünyada köklü değişimlerin yaşandığı yıllarda doğan ve büyüyen bu nesil, şimdi bu birikimle şirketleri, siyasi toplulukları, dernekleri, mahalli idareleri yönetmeye aday. Yeniyi ve eskiyi gördüğü için kendinden önceki ve sonraki nesilden farklı düşünüyor. Disiplinli ve sıkı terbiye görmüş kuşakla, asi nesil arasında sıkışan Y kuşağı, hem kendini disipline etmeyi hem de kendi doğruları için savaşmayı biliyor. Teknolojiyi takip ediyor, hiçbir şeyden geri kalmıyor, okuyor, öğreniyor, paylaşıyor, bilmeyeni ayıplamıyor, öğretiyor.
Günümüzün en çok tartışılan konularından olan Y kuşağını farklı alanlarda incelemek gerekiyor. çalışma, tüketim alışkanlıkları ve yaşam tarzı açısından değerlendirildiklerinde, şablonlara pek de uymayan profilleri olduğu görülüyor. Bu tartışmaları başlatanların ve üzerinden en çok konuşanların da X kuşağı olduğu göz önüne alınınca, Y kuşağı üzerine anlatacak çok şey çıkıyor.
KİM BUNLAR?
Dünyanın en büyük çevrimiçi bilgi kaynağı Vikipedi, Y nesli adıyla, bu kuşağı bakın nasıl tanımlamış.
“Y nesli teorik olarak Amerikan Kültürü’nde X nesli’nden sonra gelen kuşaktır. 1977 ile 1981 yılı itibariyle doğmuş olanları kapsadığı söylenir ; ancak nesil Vietnam savaşı sonrasında, çoğunluğu ekonomist (iktisatçi) olan aralarında masonlarından tutun, dünya’nin dört bir yanındaki ülke insanlarının (Japonlar dahildir) bir nevi topluca yarattığı dünya’nin ilk global nesildir.
Vietnam savaşı 1975 yılında sona erdi. Vietnam savaşı’nin başladığı 1964 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki iktisatçılar kontrol edilebilecek yeni bir nesil yaratmak amacıyla X nesli planını ortaya koydu. Fikir olarak global olan, ancak küresel dünya ile kontak kurulmadan yaratıldığı için tıpkı Vietnam savaşı gibi başarısızlıkla sonuçlandı. Savaş sonrasında bu sefer dünya’daki birçok uzman’in analizleri doğrultusunda Y nesli başlatıldı.
Bu başlangıç elbette bir süreç aldı. Bu nesil insanları’nın Vietnam savaşından bihaber olması gerekiyordu. Tam olarak nesil temalarının oluşturulması ve uygulanmaya başlanması da 1977 yılına denk geldi. 1981 yılına kadar da bir takım tamamlamalar yapıldı. Ana temalar olarak İletişim (Communication) (1977) , Medenilik (Civilization) (1977) , Teknoloji (1980) ve Globalizm (1981) seçildi.
Bu vesile ile bu dönemlerde doğmuş insanlara teknolojik olarak daha fazla imkân sunuldu. Örneklerle sunmak gerekirse, ebeveyinler poker, tavla gibi oyunlar oynarken; Y nesli bilgisayar oyunu oynadı. Gameboy’lar, Atari’ler, bu dev nesil statüsü altında desteklenen oyunlardan birkaçıydı. Bu tarz şirketlerin hiçbiri, gelişim süreçleri döneminde ülkelerine tek bir kuruş vergi ödemediler.
İletişim
İletişim konusunda da gerek telefon, gerek cep telefonu, gerek interaktif dünya’nın temellerinin atılmasının sebebi y nesliydi. Amaç olan kaide, bu neslin 18 yaşına gelmeden önce bir telefon sahibi olmasıydı. Lakin 1995 – 1998 yılları yeryüzünde medeni olan her ülkede y nesli bireylerinin bir telefon sahibi olduğu dönemi temsil etti. Bunun yanı sıra, televizyonculukta da ve sinemada da global olarak yeryüzündeki tüm kültürlere önem verildi. Böylece insanların birbirlerini daha rahat anlaması için bir taban oluşturuldu. Bill Clinton da bu neslin temellerini oluşturan ve uygulanmasında öncülük etmiş dünyaca ünlü liderlerden sadece biridir.
Medenilik
Medenilik konusunda, insanlara verilen eğitim doğrultusunda insanların daha az vahşi olduğuna kanaat getirildi. Bu yüzden gerek işyerlerinde, gerek statü olarak kabul görmede daha önceki nesillerde olmadığı kadar eğitim mühim oldu. Daha öncelerinde master veya doktora yapmış insanlar oldukça az iken, y nesli için master yapılması gereken; doktora da yapılması halinde büyük kolaylık sağlayıcı etken olmuştur.
Teknoloji
Teknoloji konusunda, Y nesline ait herkes yaşamları süresince dünya’nın teknolojik olarak ne kadar çok ilerlediğini görmüştür. Teknoloji marketine hergün yeni buluşlar, yeni kolaylıklar, yeni ürünler sunulmaktadır . Bu da y neslini her zaman bir adım sonrasında düsünmeye itmiştir.
Globalizm
Globalizm de, Y nesli içerisinde, Amerika Birleşik Devletleri’nin kabul etmekte zorlandığı, en büyük amaçlardan biridir. O güne kadar emperyalist düşünceler sunulmuştu; ancak hiç kimse yeryüzündeki bütün kültülerin bir ahenk içerisinde iç içe olmasını hem kabul edemiyordu, hem de bunun sorun teşkil edeceğini sanıyordu. Ancak bilimsel çalışmalar, globalizm’in uluslararası savaşların önünü keseceğini sundu ortaya. Bu yüzden Y nesli, birkaç kültürün entegre olduğu müzikler dinledi ve filmler izledi. Bu yüzden Y nesli, yeryüzündeki tüm ürünlerinden olanakları el verdiğince haberdar oldu. Bu yüzden de belki de global bir market oluştu.
Takibin sonu
Y neslinin takibi, 2001 yılında sona erdi. Sona erdiren olay da; George W. Bush’un Amerika başkanı olması ve nesil amaçlarını saçma olarak görmesiydi. Bu konuda da daha önce muhalefet etmiş başkan yardımcısı Dick Cheney’nin önderliği olduğu kuşkusuzdu tabii.
Y nesli şu ana kadar yaratılmış en eğitimli, en medeni, en teknolojiye açık, bilgiyi kaynaklarından öğrenebilen, global olarak dünyayı keşfetmeye çalışan insan topluluğudur. 2004 seçimlerinde Amerika’da Demokratlar’ın büyük bir ihtimal ile tekrar seçilmesiyle bu neslin takibi veyahutta yeni bir nesil tekrar yaratılacaktir. Bunun amacı da; savaşsız, insanların birbirlerini olduğu gibi kabul ettiği, herkesin birbirinden haberdar olduğu, eğitimli insanların cahil insanlara nazaran daha üstün olduğu ütopik bile olsa cennetvarı bir dünya yaratmaktır.
Reklamcıların gözüyle
Reklamcılar Derneği’nin, başkan Cem Topçuoğlu’nun imzasıyla Ağustos 2007’de yayımladığı ‘İyi de kim bu Y’ler?’ başlıklı yazı, tüm kitabı okurken size yol gösterecek. Özellikle kuşaklar arası ayrımların yapılmasında burada verilen segmentlerin yardımcı olacağını düşünüyoruz. Ancak, belirtelim: her kuşak için kesin tarihler vermek çok zor, o nedenle, farklı kaynaklar, farklı başlangıç ve bitiş yılları vermekte.
“Son günlerde Generation Y / Millennials tanımları sektörde sıkça duyulur oldu. Bir de Z’lerin geldiğinden, onlarla iletişimin daha da zorlaşacağından bahsediliyor. Dünyada ve Türkiye’de Y Kuşağını tanımak ve reklama duyarlı bu kuşağı anlamak için birçok araştırma yapılıyor. Bu ayki yazımda kısaca kuşaklardan ve ağırlıklı olarak Türkiye nüfusunun %25’ini oluşturan Y’lerden bahsetmek istiyorum.
Jenerasyonlar dünya genelinde ekonomik ve sosyal hareketlerle oluşmuş zaman aralıklarıdır. Müzik akımları, icatlar, yeni ilgi alanları ve savaşlar kuşakların dönemlerini oluşturup karakteristiğini belirlemektedir. Her jenerasyon doğum yılına göre ayrılır.
Günümüze kadar kuşakların gelişimine bakacak olursak:
Sessiz Kuşak – Şavaş Kuşağı / The Silent Generation (1925-1945): 2 dünya savaşı arasında doğan kuşak. Dönemin olayları: II. Dünya Savaşı, ekonomik buhran, Türkiye’de Cumhuriyet dönemi.
Büyük Bebek Patlaması Kuşağı / The Baby Boomers (1945-1964): II. Dünya Savaşı sırasında ya da hemen sonrasında doğan soğuk savaş kuşağı. Sıkıntılı savaş günlerinin ardından bebek patlaması yaşandı. Eğlence ve lüks sayılabilecek harcamalar bu dönemde önem kazandı. Dönemin olayları: Dünyada insan hakları çalışmaları. Türkiye’de tek partiliden çok partili sürece geçiş, ihtilal, radyonun altın çağı.
Generation X / Baby Busters (1965-1976): Çoğunluğu Sessiz Kuşağın çocukları olan bu jenerasyon baby boomers’lardan farklı olarak daha gerçekçi, çalışkan ve kanaatkar bir kuşak. Dönemin olayları: Petrol krizleri, ekonomik sarsıntılar, 68 kuşağı. Türkiye’de en önemli kamusal alanlardan biri sinema, TV evin en önemli köşesine kurulmak üzere, üniversite olayları, sol-sağ çatışması.
Ve Y Kuşağı / Echo Boom / Millennials (1977-1996): Onlar genç, akıllı, özgürlüklerine düşkün ve teknoloji tutkunu. Günlerinin yaklaşık 15 saati medya ve iletişim teknolojileri ile etkileşim halinde geçiyor. Hayatlarını rahat yaşamak onlar için çok önemli. Flip-flop’lar, iPod, tatoo ve kapri pantolonlar tarzlarının bir parçası. Çalışmayı seviyorlar ama hayatlarının sadece iş olmasını istemiyorlar.
Otoriteye meydan okuyan, önce ailelerini sonra da patronlarını sorgulamaktan çekinmeyen ve kısa zamanlamalarda iyi iş çıkarmaya odaklı bir kuşak. İş hayatında son derece seçici, diğerlerinden hızlı çalışıp başarısını çabuk kanıtlama çabasında. Dönemin olayları: Körfez Savaşı, 11 Eylül, Irak Savaşı, internet, küreselleşen dünya, iPod, cep telefonu, Google, MSN…