Cemile Romanının Özeti (Orhan Kemal)

ROMAN HAKKINDA BİLGİ

Orhan Kemal’in yazmış olduğu Cemile adlı roman Küçük Adam’ın Romanı adlı üçlemenin sonuncusudur. Birincisi Baba Evi ikincisi Avare Yıllar ve üçüncüsü Cemile’dir. Roman Çukurova’da şehre göçmüş olan insanların geçim sıkıntısını ve Orhan Kemal’in gençlik ve evlilik yıllarını anlatmaktadır.

Orhan Kemal’in gençlik ve evlilik yıllarının bir kısmını anlattığı roman bir anı niteliğinde olduğu gibi otobiyografik bir eser özelliği de taşır. Aynı zamanda dönemin siyasi, sosyal ve ekonomik durumuna ayna tutar. Roman Orhan Kemal’in gerçek hayatından sahneler sunduğu için karakterler de gözleme dayalı olarak gerçekçi olarak oluşturulmuştur. Roman’dan yola çıkarak Orhan Kemal’in gençliğinde fakir bir yaşantıya sahip olduğunu görmekteyiz. Orhan Kemal hem sosyal mesajlar vermekte hem de bir aşk hikayesini anlatmaktadır. Roma’nın dili oldukça sade ancak karakterlerin ifadeleri yerel ağızla kaleme alınmıştır. Romanda bütün kötü olaylara rağmen hep bir ümit ve yaşama heyecanı okuyucuya hissettirmektedir.

ROMANIN KONUSU

Romanda fabrikada katiplik yapan Necati adlı bir genç ile aynı fabrikada çalışan Cemile’nin birbirlerine kavuşmak için verdiği mücadele konu edilmektedir. Deveci Çopur Halil’in Cemile’yi elde etmek için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olması, Cemile’nin bunu kabul etmeyip Necati’ye kendisini istetmesi için haber göndermesi, Necati’ye kavuşmak için Deveci Çopur Halil ve adamlarıyla mücadele etmesi, cesaretini toplayıp Necati’yi istediğini babasına söylemesi ve Necati ile evlenerek mutlu bir yuva kurması romanın konusunu oluşturan olaylar zinciridir.

ROMANIN ANA FİKRİ

İnsan sevdiği kişi için her türlü fedakarlığı göze almalıdır. Para, pul, mal ve mülk onun gözünü boyamamalıdır. Doğru bildiğini doğru şekilde yaşamalı ve bunun için mücadele etmelidir. Bu mücadele sonunda kazanan yine mücadele eden insan olacaktır. Mutluluğumuz için kalbimizin sesini dinlemeliyiz.

ROMANIN ÖZETİ

Olaylar 1934 yılında başlar. Deveci Çopur Halil fabrikalara develerle dokuma malzemesi taşıyarak geçimini sağlayan varlıklı birisidir. Çopur Halil’in malzeme taşıdığı dokuma fabrikalarından birinin sahibi de Kadir Ağa’dır. Kadir Ağa’nın fabrikasında Halil’in sevdiği Boşnak kızı Cemile de çalışmaktadır. Halil bu kızla evlenip yuva kurmak ister ancak Cemile fabrikada katiplik yapan Necati adında başka bir genci sevmektedir. Halil bir katibin 30 kuruşluk maaşıyla geçinmenin zor olduğunu, Cemile’nin kendisi ile evlenirse kolunu bileziklerle, boynunu altınlarla dolduracağını söyler. Bütün bunlara rağmen Cemile bu teklifi reddederek sadece sevdiği ile beraber olmak istediğini söyler. Halil fabrikada çalışan Kara Kız adlı bir kızla Cemile’ye haber gönderir. Cemile için her türlü fedakarlığa hazır olduğunu, onun için develerini bile satacağını bildirir. Cemile ise onu fabrika sahibine şikayet edeceğini, kendisini bir daha meşgul etmemesi gerektiğini söyler.

Kadir Ağa fabrikada her gün olduğu gibi işleri kontrole çıkar. Kadir Ağa’nın kontrole çıktığı vakti bilen ustabaşı ve yardımcıları, ellerindeki sigaraları ve çayları bırakarak hemen işlerin başına geçerler ve Kadir Ağa’nın yanında bitiverirler.

Ustabaşı fabrikanın yeni düzeninden hiç memnun değildir. Çünkü fabrikanın diğer ortağı Numan Şerif Bey fabrikaya İtalyan bir mühendisi yönetici olarak getirmiştir. Ustabaşı da İtalyan mühendis Sinyor Orlando tarafından yönetilmeyi hiç içine sindirememektedir. Mühendisi göndermek için fabrikada dokumada kullanılan ipliklerin kopması için ve işlerin aksaması için ipliklerin ıslandığı havuza zımpara tozu attırır. Böylelikle İşlerin iyi gitmediğini, bu sorumluluğun da Sinyor Orlando’ya ait olduğunu söyleyerek onu fabrikadan attırmayı planlamaktadır.

Kadir Ağa işçilere işlerden ve fabrika ortamından memnun olup olmadıklarını sorarak ilerler. Tam Cemile’ye soracakken Cemile’yi görmeye gelen Katip Necati’yi Ustabaşı görür. Katibin buraya kızlarla sohbet, muhabbet etmeye geldiğini söyleyerek ağaya Necati’yi şikayet eder. Necati de Kadir Ağa’yı karşısında görünce bir anda kekeler ve mühendis Sinyor’u görmeye geldiğini söyler. Ustabaşı mühendisin Sinyor’un bu saatte fabrikada olmadığını söyleyince Kadir Ağa katibi azarlayarak gönderir. Sevdiği adamın bu şekilde oradan ayrılmasına üzülen Cemile Kadir Ağa’ya ters cevaplar verir.

Kadir Ağa da İtalyan mühendisten rahatsızdır. Çünkü o mühendisi fabrikanın başına fabrikanın diğer ortağı Numan Şerif Bey getirmiştir. Kadir Ağa Numan Şerif Bey’den de kurtulup fabrikanın tek sahibi olmak istemektedir. Cemile’nin babası Malik adında efendi dürüst bir ihtiyardır. Herkese yardım etmeyi seven, genç yaşta karısını kaybetmiş, çocukları ile yaşayan bir adamdır.

Cemile’nin abisi ile sürekli tartıştığını gören ihtiyar Malik, bir gün bu dünyadan göçüp gideceğini ve kendisinin abisi ile kalacağını, o yüzden ona saygısızlık etmemesi gerektiğini söyler. Kısa bir zaman sonra Karagöl’e gidip orada tarlada çalışarak evlatlarıyla vakit geçireceğini anlatır.

Cemile ve ailesi aynı fabrikada çalışan Musa’nın avlusunda oturmaktadır. Cemile avluda çamaşırları yıkarken arkadaşları Güllü Şemsa ve Halime yanına gelir. Koyu bir muhabbet, gülüşmeler ve kahkahalarla vakit geçirirler. Bu sohbet esnasında Camgöz sadıkların narasıyla irkilirler. Cemile korkarak babasına bakmaya çalışır. Camgöz Sadık yanında Kara Kızı getirmiştir. Kara Kız avluya girer ve Deveci Çopur Halil’in haberini getirir. Çopur Halil Kara Kız’la Cemile’yi çok sevdiğini, onun için her şeyi yapacağını, develerini bile satacağını söyler. Bu arada babası onları konuşurken görür ve korkudan ne yapacağını bilemeyen Cemile babasının yanında Deveci’den söz edilmesi onu çok üzer. Bir gün Güllü, Kara Kız’ı evine götürür ve arkadaşları Cemile’yi teselli ederler. Bir süre sonra Cemile’nin yanına gelen İzzet Usta, Katip Necati’nin anneannesini gönderip kendisini istediğini söyler. Bu işin daha fazla uzamaması gerektiğini, Cemile’ye bildirir. Bir gün sonra Sadri ve kardeşi Cemile kahvaltılarını yaptıktan sonra fabrikaya gitmek için Musa’nın avlusundaki sofanın önünde beklerler. Fabrikaya gidecek olan diğer işçiler de diğer avluların önüne çıkarlar. Bu kalabalık görüşmeler ve konuşmalar içerisinde bir ıslık sesi duyulur. İkinci ve üçüncü ıslıktan sonra işçilerin önünü bir araç keser. Aracın içindeki kişi ile Musa arasında bir münakaşa başlar. Aracın içindeki kişiyi Deveci Çopur Halil’in aracılığını yapan Camgöz Sadık’tır. Cemile için Sadri ile konuşmaya gelmiştir. Bu olayı kâtiple de konuşacaklarını söyler.

Başka bir gün Kâtip Necati ve bir arkadaşı barda içki içerken Necati içkili bir şekilde gidip, Cemile ile konuşacağını söyler. Fabrikaya gelen Necati’yi Musa görür ve Necati’ye dün başlarına gelen olayı abartarak anlatır ve artık Cemile’yi istetmesi için elini çabuk tutması gerektiğini söyler. Cemile’yi fabrikadan çıkarken gören Necati’ye en kısa zamanda anneannesini göndereceğini söyler.

Ertesi gün öğle paydosunda eve dönen Cemile, babasını bir Boşnak’ı tıraş ederken görür. İhtiyar Malik her zamanki gibi değildir. Cemile’ye karşı ilgisiz ve kayıtsızdır ve yemek bile yapmamıştır. Sadri de eve döndüğümde babasının yemek yapmadığını görünce şaşırarak sormuştur. Babası da Katip Necati olayını duyduğunu, bu yüzden moralinin bozuk olduğunu söyler. Cemile’ye bu hadisenin doğru olup olmadığını sorunca Cemile: “doğru” diye cevap verir. İhtiyar, Cemile’yi evlatlıktan reddedeceğini söyler. Bunun üzerine Cemile hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar. Daha sonra İhtiyar Malik kızının üzüntüsüne dayanamayarak pes eder ve gider kızına sarılır. İhtiyar bir şeyler almak için çarşıya çıktığında ve İzzet Usta gelir her şeyin yolunda gittiğini, çok kısa bir süre sonra Necati’nin anneannesinin istemeye geleceğini, hazırlıklı olması gerektiğini Cemile’ye söyler.

Bu arada fabrikadaki işçiler aldıkları ücretlerden memnun değildirler. İşçiler fabrikanın bahçesinde toplanmış muhasiplerin ücretleri dağıtmasını beklerler. Arabayla gelen muhalifler işçilere ücretlerini dağıtır ancak işçiler paralarını az bularak isyan etmeye başlarlar. Camgöz Sadık’ı dinlemeyen işçiler, İtalyan mühendisin odasına saldırırlar. Muhaliflerden birisi müdüre, müdür de bu olayı Kadir Ağa’ya iletir. İşçiler ellerinde demir sopalarla İtalyan’ın odasını açmaya çalışırken Cemile abisini aramaktadır. Abisini göremeyen Cemile hemen babasına haber vermek için evin yolunu tutar. Cemile babasına bu olayı anlatır babası ve Boşnak Muy fabrikaya doğru ilerlerler.

Onlar gidince iki yaşlı kadının avluya doğru geldiğini gören Cemile kendisini Necati’ye istemeye geldiklerini anlar. “Kimi arıyorsunuz?” dediklerinde “Cemile diye bir kız için geldik” derler. Durumu anlayan Cemile’ye kadınları çekinerek eve davet eder. Kadınlar evde kimse olmamasına şaşırır. Bu arada ihtiyar Malik, Muy, Sadri ve Necati avlunun girişinde belirirler. Cemile koşarak babasına sarılır lakin babası kızını başka yuvaya göndereceği için çok üzgündür.

Fabrikadaki olaylarda Numan Şerif Bey Kadir Ağa’nın ağzına silah dayayıp onu öldürmek istemiş ama oradakiler zor ayırmıştır. Kadınlar Cemile’yi Necati’ye istemiş ve söz kesilmiştir. Fabrikadaki işçiler de Numan Şerif Bey tarafından fabrikadan kovulmuştur. Gazeteye ilan verilip İstanbul ve İzmir’de yeni işçiler çağrılmaktadır. İşsiz kalan işçiler aç ve susuz bir şekilde beklemektedir. Fabrikadan kovulan Camgöz Sadık da Çopur Halil’in açtığı kahvehane sayesinde geçimini sürdürmeye başlamıştır. Ancak işlerinden olan işçiler bu durumu kabullenmeyip Camgöz Sadık’ın dükkanını basarlar ve her şeyi yakıp yıkarlar.

Bütün bu olaylardan sonra Necati ve Cemile evliliğin yolunu, ihtiyar Malik ise Karagül’ün yolunu tutar.

ROMAN KAHRAMANLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Cemile: On beş yaşına girmiş, fabrikada çalışan güzel ve zarif bir Boşnak kızıdır. İhtiyar babasının ve ailesinin geçimine yardımcı olmaktadır. Parada pulda gözü olmayan Cemile, kendisini zengin bir adamın istemesine rağmen sevdiği ile birlikte olmak için onu reddeden, karakterli ve dürüst bir kızdır. Onun için mücadele vermiş, babasını ikna etmiş ve sevdiği Katip Necati ile evlenmiştir.

Necati: Cemile ile birlikte aynı fabrikada çalışmaktadır. Fabrikada katiplik yapan Necati Cemile’yi çok seven dürüst ve namuslu bir delikanlıdır. Necati romanın ana kahramanı olup Orhan Kemal’i temsil etmektedir.

Malik: Bosna-Hersek’te zamanında Sırplara karşı çete reisliği yapmış, daha sonra Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmış ve Türkiye’de ailesini ve çocuklarını geçindirmeye çalışan bir ihtiyardır. Cemile’nin babasıdır ve kızına çok düşkündür. Onu evlendirdiği için üzülmüş ve Karagöl’e gidip orada geçimine devam etmiştir. Paraya ve mala aldanmayıp, kızını seven dürüst bir delikanlıya vermiştir.

Sadri: Cemile’nin abisidir ve onunla aynı fabrikada çalışmaktadır. Zaman zaman Cemile ile tartışmakta ancak bir ağabey olarak onu sürekli korumaktadır.

Deveci Çopur Halil: Geçimini fabrikalara malzeme taşıyarak sürdüren Halil, Kadir Ağa’nın fabrikasında çalışan Boşnak kızı Cemile’ye aşıktır. Onu elde etmek ve onunla evlenmek için her türlü düzeni ve planı kurmuştur ancak parayla ve altınla bir kişinin gönlünü alamayacağını anlayıp, Cemile’yi ikna edememiştir.

Kadir Ağa: Daha önceleri çok fakir olan Kadir Ağa, para kazanma hırsıyla çalışıp fabrika sahibi olmuştur. Ortağı Numan Şerif Bey’i ortaklıktan silerek tek başına fabrikanın sahibi olmaya çalışmaktadır.

Camgöz Sadık: Fabrikada çalışan ustabaşının yeğeni olan Camgöz Sadık, aynı zamanda Deveci Çopur Halil’in de aracılığını yaparak Cemile’yi ona yaklaşmaya çalışan bir gençtir. Kendi çıkarı ve fabrikadaki geleceği için her türlü kötü işi yapabilecek bir karaktere sahiptir.

Karakız: Camgöz Sadık’ın yeğenidir. Camgöz Sadık, Kara Kızı Deveci Çopur Halil’in Cemile ile görüşmesi için kullanmaktadır.

Numan Şerif Bey: Dokuma fabrikasına Kadir Bey ile birlikte ortaktır. Okumuş kültürlü ve görmüş geçirmiş bir adamdır.

YAZAR HAKKINDA BİLGİ

Orhan Kemal (1914-1970) Yazar, romancı. Adana – Ceyhan doğumlu olan yazarın babası milletvekilliği, bakanlık ve parti başkanlığı yapmış olan Abdülkadir Kemal Bey’dir. Partisi kapatılan Abdülkadir Kemal Bey ailesiyle birlikte Suriye’ye kaçmış Orhan Kemal de bir yıl kadar Suriye ve Lübnan’da kalmıştır. Burada basımevinde çalışmıştır.

1932’de Türkiye’ye dönmüş ve Adana’da çırçır fabrikalarında işçilik yapmıştır. Burada yabancı rejimler lehine propaganda ve askeri isyana muharrik suçundan beş yıl hüküm giydi. Çeşitli şehirlerdeki cezaevlerinde kaldı. Bursa Cezaevi’nde Nazım Hikmet’le tanıştı. Hapisten sonra çeşitli yerlerde işçilik ve hamallık, kâtiplik, nakliyecilik yaptı. Geçimini yazarlıkla sürdürmeye başladı. 1966’da bir arkadaşıyla hücre çalışması ve Komünizm propagandası yaptıkları suçlamasıyla tekrar cezaevine girdi. 1966’da tekrar serbest bırakıldı. Bulgar Yazarlar Birliği’nin daveti üzerine gittiği Sofya’da hastalığı nedeniyle öldü.

Eserlerinde hayatı her yönüyle ele almaya çalışmıştır. Köy ve işçi yaşantısını şehirleşmeyle bağlantılı olarak işlemiştir. Toplumcu Gerçekçi akımı yazarlarındandır. Eserlerine genellikle gerçek hayattaki yaşantıları doğal, sürükleyici bir üslupla yansıtmıştır.

Başlıca Eserleri:

Orhan Kemal Hikayeleri

  • Çamaşırcının Kızı
  • Ekmek Kavgası
  • Sarhoşlar
  • Çamaşırcının Kızı
  • Koğuş
  • Grev
  • Arka Sokak
  • Kardeş Payı
  • Babil Kulesi
  • Dünyada Harp Vardı
  • Mahalle Kavgası
  • İşsiz
  • Önce Ekmek
  • Küçükler Ve Büyükler

Orhan Kemal Romanları

  • Baba Evi
  • Avare Yıllar
  • Murtaza
  • Cemile
  • Bereketli Topraklar Üzerinde
  • Suçlu
  • Vukuat Var
  • Gavurun Kızı
  • Küçücük
  • Dünya Evi
  • El Kızı
  • Hanımın Çiftliği
  • Eskici Ve Oğulları
  • Gurbet Kuşları
  • Sokakların Çocuğu
  • Kanlı Topraklar
  • Bir Filiz Vardı
  • Müfettişler Müfettişi
  • Yalancı Dünya
  • Evlerden Biri
  • Arkadaş Islıkları
  • Sokaklardan Bir Kız
  • Üç Kâğıtçı
  • Kötü Yol
  • Kaçak
  • Tersine Dünya

Benzer İçerikler

Farabi & Filozofların Babası

yakutlu

Mezarlık Toplumu (Deccal’e İki Adım Kala ) | Mesut Budak

yakutlu

Genç Kızlar – Vincent Ewing Online Kitap Oku

yakutlu

Sitemizin işlemesini sağlamak için teknik çerezler kullanılmaktadır. Çerezler hakkında detaylı bilgi almak için çerez aydınlatma metnini incelemenizi rica ederiz. Kabul Et Devamı

Privacy & Cookies Policy