Uzaya Giden Tren | Mert Arık


Benim Zürafam Uçabilir kitabının yazarından yine muhteşem bir macera! 

Hayallerinize giden bir trene binmeye hazır mısınız?

Öğretmen, bu sefer de sınıfa bir tren hikâyesi yazma görevi verdi. Bu bir ekip çalışması olacaktı. Moni ve arkadaşları sıra dışı bir tren hikâyesi yazmak için heyecan dolu bir maceraya başladı.
Bu tren Cumburlop Kasabası’na mı gidecekti yoksa Gergedanlar Köyü’ne mi?

Hayır hayır! Treni raydan çıkarma zamanı gelmişti. Çünkü bu tren uzaya gidecekti! 

Peki ama nasıl?

Kahramanlarımız, hikâye kurgulamanın inceliklerini ve yaratıcı yazarlık sırlarını paylaşacakları büyüleyici yolculuklarına bütün okuyucuları davet ediyor!

Haydi, Dünyanın En Büyük Kitabını yazmaya sen de var mısın?

***

Herkes Bir Tren Hikâyesi Yazabilir

Osabah Portakal İlkokulu’nda herkes sırasına
oturmuş, dersin başlamasını bekliyordu.
Öğretmen, sınıfa girdi ve sordu:

Merhaba çocuklar. Bugün hikâye yazmaya
ne dersiniz?
Öğretmen, kalemi aldı ve tahtaya şunları yazdı:

Hepimiz bir tren hikâyesi yazabiliriz. Hadi,
hep birlikte deneyelim.
Bütün öğrenciler heyecanla kalemlerini ve
kâğıtlarını çıkardı.
Herkes harıl harıl bir şeyler yazmaya başladı.
Ancak hiç kimse birkaç satırdan fazla yazamadı.
Bir süre sonra…

nci: Öfff’ledi… Mete: Pufff’ladı… Moni: OL-MU-YOR! dedi. Moni, “Keşke yine resim çizsek…” diye düşünüyordu.

Çünkü resim dersinde oldukça başarılıydı. Son zamanlarda çok güzel zürafa resimleri çizmişti. Bu sefer bir hikâye yazması gerekiyordu. Sınıfta hiç kimse bir şey yazamıyordu. Herkes bir şeyler karalıyordu. Kimse yazdıklarını beğenmiyordu. Çünkü ne tren hikâyesini nasıl yazacaklarını ne de bu trenle nereye gideceklerini biliyorlardı. Öğretmen biraz düşünmelerini sağlamak için sordu: Hadi biraz hayal edelim… Bu trenle nereye gitmek isterdiniz? Sınıftan çıt çıkmıyordu. Sessizliği yine öğretmen bozdu:

  • Pekâlâ, şöyle yapalım. Birlikte hareket etmeye
    ne dersiniz? Trenler de vagonların bir araya gelmesiyle yol alır. Bu bir ekip çalışması olsun mu?
    Öğrenciler hep birlikte bağırdı:
  • Eveeeeeeeeeeeeet!
    Öğretmen:
  • Lütfen not alın çocuklar. Ödevinizi veriyorum. Bu hikâyeyi hep birlikte yazmanızı istiyorum.
  • YAŞASIN!
    Öğrenciler heyecanla kalemlerini alarak not
    almaya başladı.
  • Öğretmen:
  • Önce nereye gitmek istediğinizi bulmalısınız.
    Sonra oraya gerçekten trenle gitmiş gibi anlatacaksınız. Çok güzel bir tren hikâyesi yazacağınızdan eminim.
    Teneffüs zili çaldı. Sınıftaki bütün öğrenciler okul bahçesinde bir araya geldi. Hepsinin aklını kurcalayan soru aynıydı: “Bir trenle nereye gidebiliriz?”
    Önce, soruya bir cevap bulmaları gerekiyordu. Düşündüler… Düşündüler… Düşündüler…

Moni’ye göre resim çizmekle, hikâye yazmak birbirini çok güzel tamamlıyordu. Resim çizerken bir şeyleri görselleştiriyordu. Demek ki hikâye yazarken de bir görseli yazıya dökebilirdi. Bir tren hikâyesi yazabilmesi için belki de gözlem yapabilirlerdi. Bunun için istasyona gidebilirlerdi.

Trenler Nereye Gidiyor?

Moni, okul çıkışı sınıf arkadaşlarıyla birlikte kasabadaki tren istasyonuna gitti. İstasyon o kadar kalabalıktı ki iğne atsan yere düşmezdi. Sürekli trenler kalkıyordu. Yolcular telaşla bir yerlere yetişmeye çalışıyordu. Moni, arkadaşlarına sordu: – Bu trenler nereye gidiyor? İnci, “Cumburlop kasabasına gidiyor.” dedi. Cumburlop kasabasında teyzesi yaşıyordu. Orası kasabanın kuzey bölgesinde bulunan küçük bir yerleşim yeriydi. Sömestir tatilinde trenle teyzesinin yanına gitmişlerdi.

Mete, “Gergedanlar köyü gidiyor.” dedi. Babasının sürekli anlattığına göre Mete, Gergedanlar
köyünde doğmuştu. Burası, kasabanın güneyinde
bulunan şirin bir köydü.
Taci, “Mızmızlar beldesine gidiyor.” dedi. Mızmızlar beldesinde dedesinin mısır tarlaları vardı.
Burası kasabanın kuzeyinde bir yerdi. Dedesi, yaz
tatilinde trenle mısır tarlalarını sulamaya gitmişti.
Naci, “Corcor ilçesine gidiyor.” dedi. Corcor
ilçesi, yaşadıkları kasabanın güneyindeydi. Ablası
orada üniversite okuyordu. Onu bir sonbahar günü
trenle Corcor’a yolcu etmişlerdi.
Moni: Tüm bu yerlere gitmek zorunda değiliz. Biz
bir hikâye yazacağız. Bu hikâyede tren, biz nereye istersek oraya gider. Hikâyemizdeki tren bizi
çok uzaklara götürebilir, dedi.
İnci: Elbette! Neden illa Cumburlop’a gidelim ki?
Sıra dışı bir hikâye yazacağımıza göre bizim trenimiz sıra dışı olan her yere gidebilir.
Tam o esnada istasyon şefi yanlarından geçiyordu.

Benzer İçerikler

Osmanlı Tarihi 7 – Osmanlı Devleti’nin Gerileme ve Dağılma Dönemi

yakutlu

Bay ve Bayan Kıl

yakutlu

Kemik | Michele Serra | Birazoku

yakutlu

Sitemizin işlemesini sağlamak için teknik çerezler kullanılmaktadır. Çerezler hakkında detaylı bilgi almak için çerez aydınlatma metnini incelemenizi rica ederiz. Kabul Et Devamı

Privacy & Cookies Policy